Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.


ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلَى آثَارِهِم بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنجِيلَ وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ إِلَّا ابْتِغَاء رِضْوَانِ اللَّهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَا فَآتَيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا مِنْهُمْ أَجْرَهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ ﴿٢٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe kaffeynâ alâ âsâri-him bi rusuli-nâ ve kaffeynâ bi îsebni meryeme ve âteynâ-hu el incîle ve cealnâ fî kulûbi ellezîne ittebeû-hu ra'feten ve rahmeten ve rahbânîyyeten ibtedeû-hâ mâ ketebnâ-hâ aleyhim illâ ibtigâe rıdvane allâhi fe mâ raav-hâ hakka riayeti-hâ fe âteynâ ellezîne âmenû min-hum ecra-hum ve kesîrun min-hum fâsikûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
kaffeynâ ardarda gönderdik
alâ âsâri-him onların izleri üzerine
bi rusuli-nâ resûllerimizi
ve kaffeynâ ve ardarda gönderdik
bi îsebni meryeme Meryemoğlu İsa
ve âteynâ-hu ve ona verdik
el incîle İncil
ve cealnâ ve biz onu kıldık
fî kulûbi kalplerde
ellezîne onlar, ... olanlar
ittebeû-hu ona tâbî oldular
ra'feten refet, şefkat, merhamet
ve rahmeten ve rahmet
ve rahbânîyyeten ve ruhbanlık
ibtedeû-hâ onu ihdas ettiler
mâ ketebnâ-hâ onu yazmadık, farz kılmadık
aleyhim onlara, onların üzerine
illâ ancak, hariç, ...'den başka
ibtigâe talep etmek, aramak
rıdvane rıza
allâhi Allah'ın
fe artık, böylece, oysa
mâ raav-hâ ona riayet etmediler
hakka hakkıyla, gerçek, doğru
riayeti-hâ onun riayeti
fe artık, böylece, oysa
âteynâ verdik
ellezîne onlar, ... olanlar
âmenû âmenû oldular (yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler)
min-hum onlardan
ecra-hum onların ecirleri, mükâfatları
ve kesîrun ve çoğu
min-hum onlardan
fâsikûne fasıklar, fasık olanlar, fasık kimseler

Sonra onların izleri üzerine resûllerimizi ardarda gönderdik. Ve Meryemoğlu İsa (A.S)’ı gönderdik ve O’na İncil’i verdik. Ve O’na tâbî olanların kalplerinde refet (şefkat) ve rahmet kıldık. Ve onlar, O’na ruhbanlık ihdas ettiler. Biz, Allah’ın rızasını ibtiga etmekten başkasını onlara farz kılmadık. Oysa O’na hakkıyla riayet etmediler. Böylece onlardan, âmenû olanların ecirlerini verdik ve onlardan çoğu fasıklardı.

HADÎD SURESİ 27. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Sonra (Nûh ile İbrahîm’in) arkalarından peygamberlerimizi ard arda gönderdik. Bir de arkalarından Meryem’in oğlu İsa’yı yolladık; ve ona İncil’i verdik. Kendisine bağlı kalanların kalblerine ince bir duygu ve bir merhamet ihsan ettik. Bir de (insanların fitnesinden kaçıb sırf ibadete koyulmaktan ibaret olan) Ruhbaniyyet ki, bunu onlar icad ettiler; biz onu, üzerlerine farz kılmamıştık. Ancak Allah rızasını aramak için (bu icadı) yaptılar. Sonra da ona gereği üzre riayet etmediler, (Ruhbaniyyete teslisi, ittihadı ve küfrü ilâve etmek suretiyle hakkını gözetmediler, onu zayi ettiler). Biz de içlerinden iman etmiş olanlara mükâfatlarını verdik. Çokları ise yoldan çıkmış fâsıklardır, (kâfirlerdir).

Ali Fikri Yavuz