HAŞR SURESİ 10. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 24 âyettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “el-Haşr” kelimesinden almıştır. Haşr, toplamak demektir.
وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ ﴿١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve ellezîne
câû
min ba'di-him
yekûlûne
rabbe-nâ
igfir
lenâ
ve
li ihvâni-nâ
ellezîne
sebekû-nâ
bi el îmâni
ve
lâ tec'al
fî kulûbi-nâ
gıllen
li ellezîne
âmenû
rabbe-nâ
inne- ke
raûfun
rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ellezîne | ve onlar |
câû | geldiler |
min ba'di-him | onlardan sonra |
yekûlûne | derler |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
igfir | mağfiret et |
lenâ | bizi |
ve | ve |
li ihvâni-nâ | kardeşlerimizi |
ellezîne | onlar |
sebekû-nâ | bizi geçtiler, bizden önce geçtiler |
bi el îmâni | îmân ile |
ve | ve |
lâ tec'al | kılma, yapma |
fî kulûbi-nâ | kalplerimizde |
gıllen | kin |
li ellezîne | olanlara |
âmenû | Allah'a ulaşmayı dileyenler |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
inne- ke | muhakkak ki sen |
raûfun | rauf, şefkatli olan |
rahîmun | Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen |
Ve onlardan sonra gelenler: “Rabbimiz bizi ve bizden önce îmân ile geçmiş (göç etmiş) olan kardeşlerimizi mağfiret et. Ve kalplerimizde âmenû olanlara karşı kin bırakma. Rabbimiz, muhakkak ki Sen; Rauf’sun, Rahîm’sin.” derler.
HAŞR SURESİ 10. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar gelecek müminler): "Ey kerim Rabbimiz, derler, bizi ve bizden önceki mümin kardeşlerimizi affeyle! İçimizde müminlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur ya Rabbenâ, çünkü Sen raufsun, rahîmsin!" (şefkat ve ihsanın son derece fazladır).
Suat Yıldırım