HAŞR SURESİ 6. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 24 âyettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “el-Haşr” kelimesinden almıştır. Haşr, toplamak demektir.
وَمَا أَفَاء اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْهُمْ فَمَا أَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلَا رِكَابٍ وَلَكِنَّ اللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُ عَلَى مَن يَشَاء وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve mâ
efâe
allâhu
alâ
resûli-hî
min-hum
fe mâ evceftum
aleyhi
min haylin
ve lâ
rikâbin
ve lâkinne allâhe
yusallitu
rusule-hu
alâ
men
yeşâu
ve allâhu
alâ
kulli
şey'in
kadîrun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ | ve şey |
efâe | fey verdi, savaşsız elde edilen ganimetten verdi |
allâhu | Allah |
alâ | üzerine, ...'e |
resûli-hî | onun resûlü |
min-hum | onlardan |
fe mâ evceftum | o zaman sürmediniz, koşturmadınız |
aleyhi | onun üzerine |
min haylin | atlardan, at |
ve lâ | ve değil, olmadı |
rikâbin | binek olarak kullanılan develer, deve |
ve lâkinne allâhe | ve lâkin, fakat Allah |
yusallitu | musallat eder |
rusule-hu | onun resûlleri, kendi resulleri |
alâ | üzerine |
men | kimse(ler) |
yeşâu | diler |
ve allâhu | ve Allah |
alâ | üzerine, ...'e |
kulli | her |
şey'in | şey |
kadîrun | kaadir, gücü yeten |
Ve onlardan (onların mallarından), Allah’ın Resûl’üne fey olarak verdiği şey (savaşsız elde edilen ganimet) için, o zaman, onların üzerine at ve deve koşturmadınız (savaşmadınız). Ve lâkin Allah, resûllerini dilediklerine musallat eder. Ve Allah, herşeye kaadirdir.
HAŞR SURESİ 6. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah'ın onlardan alıp, peygamberine devrettiği ganimetlere gelince, siz onu elde etmek için ne at, ne de deve koşturmadınız. Ama Allah, peygamberlerini dilediği kimseler üzerine gönderir ve onlara üstün getirir. Allah herşeyi yapmaya güç yetirendir.
Abdullah Parlıyan