HAŞR SURESİ 9. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Medine döneminde inmiştir. 24 âyettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “el-Haşr” kelimesinden almıştır. Haşr, toplamak demektir.
وَالَّذِينَ تَبَوَّؤُوا الدَّارَ وَالْإِيمَانَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ellezîne | ve onlar |
tebevveu | konakladı, mesken edindi |
ed dâre | yurt |
ve el îmâne | ve îmân |
min kabli-him | onlardan önce |
yuhibbûne | severler |
men | kimse(ler) |
hâcera | hicret edenler |
ileyhim | onlara, kendilerine |
ve lâ yecidûne | ve bulunmaz |
fî sudûri-him | sadırlarında, göğüslerinde |
hâceten | hacet, ihtiyaç, rağbet |
mimmâ (min mâ) | şeyden |
ûtû | verildiler |
ve yu'sirûne | ve tercih ederler, üstün tutarlar |
alâ | üzerine, ...e |
enfusi-him | kendi nefsleri, kendileri |
ve lev kâne | ve olsa bile |
bi-him | onlara |
hasâsatun | ihtiyacı olma, muhtaç olma |
ve men | ve kim |
yûka | korunuyor |
şuhha | cimrilik afeti |
nefsi-hî | onun nefsi, kendi nefsi |
fe ulâike | o taktirde işte onlar |
hum | onlar |
el muflihûne | felâha erenler, kurtuluşa erenler |
Ve onlardan önce (Medine’yi) yurt edinmiş olup kalplerinde îmân yerleşmiş olanlar, kendilerine hicret eden kimseleri severler. Ve onlara verilenlerden (dağıtılan ganimetlerden) dolayı, kendileri onlara muhtaç olsa bile, gönüllerinde bir hacet (kaygı, haset) bulunmaz. Ve onları kendi nefslerine tercih ederler (üstün tutarlar). Ve kim nefsini cimrilikten korursa, o taktirde işte onlar, onlar felâha (kurtuluşa) erenlerdir.
HAŞR SURESİ 9. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Bir de, onlar (gelmeden) önce kendilerine yurdu hazırlayan ve imanı (yerleştiren) kimselere (verilir); onlar kendilerine sığınan muhacirleri severler, diğerlerine verilenlerden dolayı içlerinde bir hasislik duymazlar; dahası kendileri çok muhtaç halde bulunsalar da, başkalarını kendilerine tercih ederler. Evet, başkasının elindekine göz dikmekten korunanlar var ya: işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Mustafa İslamoğlu