HUCURÂT SURESİ 11. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. 18 âyettir. Sûre, adını dördüncü âyette geçen “Hucurât” kelimesinden almıştır. Hucurât odalar demektir. Burada Hz. Peygamber’in aile efradıyla birlikte ikamet ettiği odalar kastedilmektedir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَومٌ مِّن قَوْمٍ عَسَى أَن يَكُونُوا خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَاء مِّن نِّسَاء عَسَى أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ وَلَا تَلْمِزُوا أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْأَلْقَابِ بِئْسَ الاِسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْإِيمَانِ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ ﴿١١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey! (seslenme edatı) |
ellezîne | onlar, ... olanlar |
âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
lâ yeshar | alay etmesin |
kavmun | bir kavmin |
min kavmin | bir kavim |
asâ | umulur ki, belki |
en yekûnû | olurlar |
hayran | daha hayırlı |
min-hum | onlardan |
ve lâ nisâun | ve kadınlar ... olmasın, yapmasın |
min nisâin | kadınlar |
asâ | belki, umulur ki |
en yekunne | olurlar |
hayran | daha hayırlı |
min-hunne | onlardan |
ve lâ telmizû | ve ayıplamayın |
enfuse-kum | nefsleriniz, birbiriniz |
ve lâ tenâbezû | ve çağırmayın |
bi | ile |
el elkâbi | lâkaplar, takma isimler |
bi'se | (ne) kötü |
el ismu | isim |
el fusûku | fasık |
ba'de | sonra |
el îmâni | îmân |
ve men | ve kim |
lem yetub | tövbe etmez |
fe ulâike | işte onlar |
hum | onlar |
ez zâlimûne | zalimler |
Ey âmenû olanlar! Bir kavim, (başka) bir kavimle alay etmesin. Belki onlar (alay edilenler) diğerlerinden daha hayırlıdır. Ve kadınlar da diğer kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden (diğerleri) daha hayırlıdırlar. Ve birbirinizi ayıplamayın. Kötü lâkaplarla çağırmayın. Îmândan sonra fasık isimler ne kötü. Ve kim tövbe etmezse, işte o zaman onlar zalimdirler.
HUCURÂT SURESİ 11. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Ey inananlar, bir topluluk, başka bir toplulukla alay etmesin. Belki (alay ettikleri kimseler), kendilerinden iyidirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki onlar, kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fısk adı, ne kötü bir şeydir! Kim tevbe etmezse, işte onlar, zâlimdirler.
Süleyman Ateş