HÛD SURESİ 116. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.
فَلَوْلاَ كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِن قَبْلِكُمْ أُوْلُواْ بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الأَرْضِ إِلاَّ قَلِيلاً مِّمَّنْ أَنجَيْنَا مِنْهُمْ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُواْ مَا أُتْرِفُواْ فِيهِ وَكَانُواْ مُجْرِمِينَ ﴿١١٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(teref) fî-hi ve kânû mucrimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, bu durumda |
lev lâ kâne | olmaz mıydı, olmasaydı |
min el kurûni | nesillerden (asırlardan) |
min kabli-kum | sizden öncekilerden |
ûlû bakıyyetin | bakiye sahipleri (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma'rufla emredenler) |
yenhevne | nehyederler, men ederler |
an el fesâdi | fesat(lar)dan |
fi el ardı | yeryüzünde |
illâ kalîlen | pek azı hariç |
mimmen (min men) enceynâ | kurtardıklarımızdan |
min-hum | onlardan |
vettebea (ve ittebea) | ve tâbî oldular |
ellezîne zalemû | zulmeden kimseler |
mâ utrifû
(teref) |
şımartıldıkları şeyler (mal, mülk)
: (şımarıklık, ni'met ve bolluk içinde olup şımarmak) |
fî-hi | onun içinde, onda (o şeylerde) |
ve kânû | ve oldular |
mucrimîne | mücrimler, suçlular, günahkârlar |
Bu durumda, sizden önceki nesillerden bakiye sahiplerinden (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma’rufla emredenler) onlardan kurtardıklarımızdan pek azı dışındakilerden de bir kısmı, yeryüzünde fesattan nehyetseler (men) olmaz mıydı? Zalim olanlar, onları şımartan şeylere (mal, mülk) tâbî oldular. Ve mücrimler (suçlular) oldular.
HÛD SURESİ 116. Ayeti Muhammed Esed Meali
Fakat, ne yazık ki, (yok ettiğimiz) sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan -(doğru yolu izledikleri için) kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl / iz'an ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp günaha gömülüp gittiler.
Muhammed Esed