Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.


حَتَّى إِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلاَّ مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلاَّ قَلِيلٌ ﴿٤٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

hattâ izâ câe emru-nâ ve fâret tennûru kulnâ ıhmil fî-hâ min kullin zevceynisneyni ve ehle-ke illâ men sebeka aleyhi el kavlu ve men âmene ve mâ âmene mea-hu illâ kalîlun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
hattâ olunca, o zaman
izâ câe geldiği zaman, gelince
emru-nâ emrimiz
ve fâret tennûru ve tennur kaynadı (feveran etti)
kulnâ dedik
ıhmil bindir, yükle
fî-hâ onun içine, ona
min kullin hepsinden, herşeyden, her cinsten
zevceynisneyni iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çift
ve ehle-ke ve aileni, senin ehlini
illâ ancak, dışında, ...den başka
men kimse
sebeka geçti
aleyhi el kavlu onların üzerlerine söz, onlar hakkında söz
ve men ve kimse
âmene âmenû oldu (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı, mülâki olmayı diledi)
ve mâ âmene ve âmenû olmadı
mea-hu onunla beraber
illâ ...'den başka
kalîlun (çok) az

Ve emrimiz gelince, tennur kaynadı. “O zaman herşeyden, iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çifti ve haklarında söz geçmiş olanlar (boğulacakların sözü: âyet-37) hariç, aileni ve âmenû olanları onun içine yükle.” dedik. Az kişiden başkası, onunla beraber âmenû olmadı.

HÛD SURESİ 40. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Sonucu emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahlûktan birer çifti ve helâki taktîr edilenden başka âilenden olanları ve inananları gemiye yükle dedik; zâten maiyetinde bulunan inanmış kişiler de pek azdı.

Abdulbaki Gölpınarlı