HÛD SURESİ 7. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.
وَهُوَ الَّذِي خَلَق السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاء لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِن بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve huve ellezî | ve odur ki |
halaka es semâvâti | semaları yarattı |
ve el arda | ve yeryüzü |
fî sitteti eyyâmin | altı gün (için)de |
ve kâne | ve idi |
arşu-hu | onun arşı |
alâ el mâi | su üzerinde |
li yebluve-kum | sizi imtihan etmek için |
eyyu-kum | sizin hanginiz |
ahsenu | en güzel, ahsen |
amelen | amel olarak, amel |
ve le in | ve muhakkak ki eğer |
kulte | sen dedin |
inne-kum | muhakkak siz |
meb'ûsûne | diriltileceksiniz |
min ba'di el mevti | ölümden sonra |
le yekûlenne | muhakkak ki derler |
ellezîne keferû | inkâr eden kimseler |
in hâzâ | muhakkak bu |
illâ | ancak, yalnız |
sihrun | bir sihir, bir aldatma |
mubînun | apaçık |
“Hanginiz en güzel ameli yapacak?” diye sizi imtihan etmek için 6 günde (6 yevmde) semaları ve yeryüzünü yaratan O’dur. Ve O’nun arşı su üzerinde idi. Eğer sen: “Muhakkak ki siz, ölümden sonra beas edileceksiniz (diriltileceksiniz).” dersen, kâfir olan(inkâr eden, örten) kimseler mutlaka (şöyle) derler: “Bu ancak apaçık bir sihirdir.”
HÛD SURESİ 7. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Gökleri ve yeri altı birim ve zamanda yaratan O'dur. Bunları yaratırken, arşı su üzerinde idi, yani gök ve yerden önce su yaratılmıştı, kâinâtta sudan başka birşey yoktu. Bu kâinâtı Allah yarattı ki, hanginizin daha güzel iş yaptığını denesin. Böyle iken yine sen: “Öldükten sonra dirileceksiniz” desen, Allah'tan gelen gerçekleri inkâr edenler: “Mutlaka bu, apaçık bir büyüden başka birşey değildir” derler.
Abdullah Parlıyan