HÛD SURESİ 8. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.
وَلَئِنْ أَخَّرْنَا عَنْهُمُ الْعَذَابَ إِلَى أُمَّةٍ مَّعْدُودَةٍ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحْبِسُهُ أَلاَ يَوْمَ يَأْتِيهِمْ لَيْسَ مَصْرُوفًا عَنْهُمْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ ﴿٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve le in
ahharnâ
an-hum el azâbe
ilâ ummetin
ma'dûdetin
le yekûlunne
mâ
yahbisu-hu
e lâ
yevme ye'tî-him
leyse
masrûfen
an-hum
ve hâka
bi-him
mâ kânû
bi-hî
yestehziûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve le in | ve eğer, gerçekten |
ahharnâ | biz erteledik, tehir ettik |
an-hum el azâbe | onlardan azabı |
ilâ ummetin | bir ümmete (bir topluma) |
ma'dûdetin | sayılı (bir zaman), belli bir müddet |
le yekûlunne | muhakkak derler ki |
mâ | nedir |
yahbisu-hu | onu (hapseden), tutan, men eden |
e lâ | değil mi |
yevme ye'tî-him | onlara geldiği gün |
leyse | değil |
masrûfen | çevrilecek, uzaklaştırılacak |
an-hum | onlardan |
ve hâka | ve kuşattı |
bi-him | onları |
mâ kânû | oldukları şey |
bi-hî | onunla |
yestehziûne | alay ediyorlar |
Ve eğer bir ümmete azabı, (onlardan) belli bir süre ertelesek (tehir etsek), mutlaka: “Onu tutan (men eden) nedir?” derler. Onlara azap geldiği gün, onlardan uzaklaştırılacak değil. (Öyle) değil mi? Onunla alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı (ihata etti).
HÛD SURESİ 8. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Eğer ilerideki belirli bir müddete kadar kendilerinden azabı geciktirirsek, o vakit de muhakkak (alay tarzında) şöyle derler: “- Bu azabın inişini engelliyen nedir?” Bilsinler ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden çevrilecek değildir. O alay ettikleri azab da kendilerini sarmış bulunacaktır.
Ali Fikri Yavuz