Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.


قَالُواْ يَا شُعَيْبُ مَا نَفْقَهُ كَثِيرًا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَاكَ فِينَا ضَعِيفًا وَلَوْلاَ رَهْطُكَ لَرَجَمْنَاكَ وَمَا أَنتَ عَلَيْنَا بِعَزِيزٍ ﴿٩١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâlû yâ şuaybu mâ nefkahu kesîren mim mâ (min mâ) tekûlu ve in-nâ le nerâ-ke fî-nâ daîfen ve lev lâ rahtu-ke le recemnâ-ke ve mâ ente aleynâ bi azîzin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâlû dediler
yâ şuaybu ey Şuayb (a.s)
mâ nefkahu fıkıh edemedik, anlayamadık, idrak edemedik
kesîren çok, çoğu
mim mâ (min mâ) tekûlu söylediğin şeyler
ve in-nâ ve muhakkak, biz
le nerâ-ke cidden seni görüyoruz
fî-nâ içimizde
daîfen zayıf olan, zayıf
ve lev lâ ve olmasaydı
rahtu-ke senin gurubun (on kişiden az olan erkek grubu)
le recemnâ-ke mutlaka seni taşlardık (taşlayarak öldürürdük)
ve mâ ve değil
ente sen
aleynâ bize karşı
bi azîzin azîz, güçlü ve üstün

Şöyle dediler: “Ya Şuayb, senin söylediklerinin çoğunu biz anlamadık! Ve gerçekten biz, seni içimizde zayıf görüyoruz. Ve senin rahtın (sana destek olan gurubun) olmasaydı mutlaka seni taşlardık. Ve sen, bize karşı üstün değilsin.”

HÛD SURESİ 91. Ayeti Ali Bulaç Meali

"Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz 'kavrayıp anlamıyoruz'. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin."

Ali Bulaç