HÛD SURESİ 94. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.
وَلَمَّا جَاء أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مَّنَّا وَأَخَذَتِ الَّذِينَ ظَلَمُواْ الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ ﴿٩٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lemmâ
câe
emru-nâ
necceynâ
şuayben
ve ellezîne âmenû
mea-hu
bi rahmetin
min-nâ
ve ehazet
ellezîne zalemû
es sayhatu
fe asbahû
fî diyâri-him
câsimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lemmâ | ve olduğu zaman |
câe | geldi |
emru-nâ | emrimiz |
necceynâ | kurtardık |
şuayben | Şuayb (a.s) |
ve ellezîne âmenû | ve âmenû olan kimseler |
mea-hu | onunla beraber |
bi rahmetin | rahmetle |
min-nâ | bizden |
ve ehazet | ve helâk etti, aldı |
ellezîne zalemû | zulmeden kimseleri |
es sayhatu | sayha, korkunç bir ses |
fe asbahû | böylece oldular |
fî diyâri-him | kendi diyarlarında, yurtlarında |
câsimîne | diz üstü çökmüş olanlar (olarak) |
Ve emrimiz geldiği zaman Şuayb (a.s)’ı ve onunla beraber âmenû olanları, Bizden bir rahmetle kurtardık. Zalim kimseleri bir sayha (ses) aldı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çöküp kaldılar.
HÛD SURESİ 94. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Buyruğumuz gelince, Şuâyb'ı ve beraberindeki imân edenleri rahmetimizle kurtardık. Zâlimleri ise korkunç bir ses ve uğultu yakalayıverdi; evlerinde dizüstü çöküp kaldılar. Orada hiç bulunmamış, yaşamamış gibi oldular. Dikkat edin, Semûd kavmi nasıl (ilâhî) rahmetten uzak kaldıysa Medyen de uzak kaldı.
Celal Yıldırım