Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim'den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır.


مَّثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمْ أَعْمَالُهُمْ كَرَمَادٍ اشْتَدَّتْ بِهِ الرِّيحُ فِي يَوْمٍ عَاصِفٍ لاَّ يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُواْ عَلَى شَيْءٍ ذَلِكَ هُوَ الضَّلاَلُ الْبَعِيدُ ﴿١٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

meselu ellezîne keferû bi rabbi-him a'mâlu-hum ke ramâdin işteddet bi-hi er rîhu fî yevmin âsıfin lâ yakdirûne mimmâ (min mâ) kesebû alâ şey'in zâlike huve ed dalâlu el baîdu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
meselu mesele, durum
ellezîne keferû inkâr edenler, kâfir olanlar
bi rabbi-him Rab'lerini
a'mâlu-hum onların amelleri, yaptıkları
ke ramâdin kül gibi
işteddet savurdu
bi-hi onu
er rîhu şiddetli rüzgâr
fî yevmin gün içinde, günde
âsıfin fırtına
lâ yakdirûne kadir olamazlar, güç yetiremezler
mimmâ (min mâ) şeyler
kesebû kazandılar
alâ üzerine
şey'in şey(ler)
zâlike işte bu, işte
huve o
ed dalâlu dalâlet
el baîdu uzak

Rab’lerini inkâr edenlerin amellerinin durumu, fırtınalı bir günde şiddetli rüzgârın savurduğu kül gibidir. İktisab ettiklerinden (kazandıklarından) bir şeye kaadir olamazlar. İşte o “uzak dalâlet”tir.

İBRÂHÎM SURESİ 18. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.

Yaşar Nuri Öztürk