İBRÂHÎM SURESİ 37. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim'den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır.
رَّبَّنَا إِنِّي أَسْكَنتُ مِن ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِندَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُواْ الصَّلاَةَ فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِّنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُم مِّنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
rabbe-nâ
innî
eskentu
min zurriyyetî
bi vâdin
gayri
zî zer'ın
inde
beyti-ke el muharrami
rabbe-nâ
li yukîmu es salâte
fec'al (fe ic'al)
ef'ideten
min en nâsi
tehvî
ileyhim
verzuk-hum
min es semerâti
lealle-hum
yeşkurûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
rabbe-nâ | Rabbimiz |
innî | muhakkak ben |
eskentu | yerleştirdim, iskân ettim |
min zurriyyetî | zürriyetimden |
bi vâdin | bir vadiye |
gayri | olmayan |
zî zer'ın | ekine sahip |
inde | yanında |
beyti-ke el muharrami | senin Beyt-i Haram'ın |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
li yukîmu es salâte | (namazı ikame etmek için) namazı ikame etsinler |
fec'al (fe ic'al) | böylece kıl, yap |
ef'ideten | gönül (kalp) |
min en nâsi | insanlardan |
tehvî | sen meylettir |
ileyhim | onlara |
verzuk-hum | ve onları rızıklandır |
min es semerâti | ürünlerden |
lealle-hum | umulur ki onlar, böylece onlar |
yeşkurûne | şükrederler |
Ey Rabbimiz! Ben, zürriyetimden bir kısmını ekin bitmeyen bir vadiye, Senin Beyt-i Haram’ının yanında iskân ettim (yerleştirdim). Ey Rabbimiz! Namazı ikame etsinler. Bir kısım insanların kalbini onlara meylettir. Ve onları ürünlerden rızıklandır. Böylece onlar şükrederler.
İBRÂHÎM SURESİ 37. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
"Rabbimiz! İşte ben, neslimden bir kısmını ekip-biçmeye elverişsiz bir vadiye, Senin Mukaddes Beytinin yanına yerleştirdim. Ey Rabbimiz, (bunu) kulluklarını yerine getirebilsinler diye (yaptım)! Artık insanların gönüllerini onlara meylettir; onları bereketli ürünlerle rızıklandır; umulur ki onlar da (bunun) şükrünü eda ederler!..
Mustafa İslamoğlu