İBRÂHÎM SURESİ 44. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim'den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır.
وَأَنذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُواْ رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ نُّجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ أَوَلَمْ تَكُونُواْ أَقْسَمْتُم مِّن قَبْلُ مَا لَكُم مِّن زَوَالٍ ﴿٤٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve enzir
en nâse
yevme
ye'tî-him
el azâbu
fe yekûlu
ellezîne zalemû
rabbe-nâ
ahhir-nâ
ilâ ecelin
karîbin
nucib
da'vete-ke
ve nettebii
er rusule
e ve lem tekûnû
aksemtum
min kablu
mâ lekum
min zevâlin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve enzir | ve uyar |
en nâse | insanlar |
yevme | gün |
ye'tî-him | onlara gelecek |
el azâbu | azap |
fe yekûlu | o zaman der, söyler |
ellezîne zalemû | zulmeden kimseler |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
ahhir-nâ | bizi ertele, tehir et |
ilâ ecelin | bir süreye kadar |
karîbin | yakın |
nucib | icabet edelim |
da'vete-ke | senin davetine |
ve nettebii | ve biz tâbî olalım |
er rusule | resûllere |
e ve lem tekûnû | ve, siz olmadınız mı, siz değil misiniz |
aksemtum | yemin ettiniz (kasem ettiniz) |
min kablu | önceden, daha önce |
mâ lekum | sizin için yoktur |
min zevâlin | bir zeval, zail olma, gitme (yer değiştirme: bir yerden bir yere gitme, dünya yurdundan ahiret yurduna intikal etme) |
Azabın onlara geleceği gün ile insanları uyar. O zaman zalimler şöyle diyecek: “Rabbimiz, bizi yakın bir süreye kadar tehir et (bize zaman ver). Senin davetine icabet edelim ve resûllere tâbî olalım.” Daha önce “sizin için bir zeval olmadığına” yemin eden siz değil misiniz?
İBRÂHÎM SURESİ 44. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Bu yüzden, başlarına azabın geleceği gün için insanları uyar. Zalimler (o gün) diyecekler ki: "Rabbimiz! Bize kısa bir süre daha tanı da, senin çağrına katılalım ve elçilere tabi olalım!" (Onlara denilecek ki): "Ne oldu? Daha önceki (hayatta), sizin için herhangi bir tükenişin olamayacağına yemin edip durmuyor muydunuz?
Mustafa İslamoğlu