26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.


وَقُلْنَا مِن بَعْدِهِ لِبَنِي إِسْرَائِيلَ اسْكُنُواْ الأَرْضَ فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ جِئْنَا بِكُمْ لَفِيفًا ﴿١٠٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kulnâ min ba'di-hî li benî isrâîle uskunû el arda fe izâ câe va'dul âhıreti ci'nâ bi kum lefîfen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kulnâ ve dedik, söyledik
min ba'di-hî ondan sonra
li benî isrâîle İsrailoğullarına
uskunû el arda yeryüzünde (orada) yerleşin, iskân olun
fe o zaman, böylece
izâ câe geldiğinde, geldiği zaman, hasıl olduğu zaman
va'dul âhıreti ahiret vaadi, vadesi, ahiret zamanı
ci'nâ bi getireceğiz, derleyip toplayacağız
kum sizi
lefîfen beraber, biraraya

Ondan sonra benî İsraile, “Arzda (orada) iskân olun (yerleşin)!” dedik. Ahiretin vadesi (vaadi) gelince sizi biraraya getireceğiz.

İSRÂ SURESİ 104. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Ve bundan sonra İsrailoğullarına dedik ki: Yeryüzünde oturun, eğleşin, âhiret hakkındaki vaadimizin yerine gelme zamânı çatınca hepinizi derleyip tapımıza getirirler.

Abdulbaki Gölpınarlı