İSRÂ SURESİ 16. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
وَإِذَا أَرَدْنَا أَن نُّهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُواْ فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا ﴿١٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(etrafe) fe fesekû fî-hâ fe hakka aleyhâ el kavlu fe demmernâ-hâ tedmîran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ | ve olduğu zaman |
eradnâ | istedik |
en nuhlike | helâk etmeyi |
karyeten | bir ülke, bir karye, bir kasaba |
emernâ | emrettik |
mutrafî-hâ
(etrafe) |
onun refah içinde olan ileri gelenleri, zenginleri
: (her istediği verildi) |
fe | böylece, buna rağmen |
fesekû | fesat çıkardılar |
fî-hâ | orada |
fe | böylece, artık |
hakka | haketti, hak oldu |
aleyhâ | onun üzerine |
el kavlu | söz |
fe | artık, bundan sonra, böylece |
demmernâ-hâ | onu dumura uğrattık, helâk ettik, yok ettik |
tedmîran | helâk ederek (malını, canını, evlâdını yok ederek) |
Bir ülkeyi helâk etmek istediğimiz zaman onun (o ülkenin) mutrafilerine (refah içinde olan ileri gelenlerine, zenginlerine) emrettik. Buna rağmen orada fesat çıkardılar. Böylece (Allah’ın) söz(ü) üzerlerine hak oldu. Ve onu (o ülkeyi ve halkını) helâk ederek, yok ettik (dumura uğrattık).
İSRÂ SURESİ 16. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Bir memleketi yok etmek istediğimiz zaman, o toplumun refaha gömülmüş seçkinlerine, zenginlikten şımarmış elebaşlarına son uyarılarımızı iletiriz veya o şımarmış elebaşlarını komuta makamına getiririz, eğer onlar günahkarca yaşamaya devam ederlerse o zaman üzerlerine azap ile ilgili hüküm gerçekleşir de, artık orayı yıkıp yerle bir ederiz.
Abdullah Parlıyan