İSRÂ SURESİ 23. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا ﴿٢٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kadâ | ve kaza etti, takdir etti, hükmetti, bildirdi |
rabbu-ke | Rabbin |
ellâ | olmamak |
ta'budû | ibadet etmeniz, kulluk etmeniz |
illâ | ...'den başka |
iyyâ-hu | yalnız, sadece o |
ve bil vâlideyni | ve anne babaya |
ihsânen | ihsanla davranma |
immâ | eğer, şâyet, fakat, olursa |
yebluganne | ulaşır, erişir |
inde-ke | senin yanında |
el kibere | yaşlılık |
ehadu-humâ | ikisinden birisi |
ev kilâ-humâ | veya her ikisi |
fe | o zaman |
lâ tekul | söyleme |
lehumâ | onlara (ikisine), o ikisine |
uffin | öf, aman (sıkıntı ifade etmek) |
ve lâ tenher-humâ | ve ikisini azarlama, bağırma, kaba davranma |
ve kul | ve de |
lehumâ | onlara (ikisine), o ikisine |
kavlen | söz |
kerîmen | kerim, güzel, yumuşak, hoş |
Rabbin, ondan başkasına kul olmamanızı ve anne ve babaya ihsanla davranmanızı kaza etti (taktir etti, hükmetti). Eğer ikisinden birisi veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa onlara (ikisine) “öf” deme. Ve onları (ikisini) azarlama ve onlara kerim (güzel, yumuşak) söz söyle!
İSRÂ SURESİ 23. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Çünkü Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi ve anayababaya iyilik etmenizi buyurmuştur. Eğer onlardan biri, veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ererse, onlara öf bile deme, azarlama onları ve onlara güzel ve iyi söz söyle.
Abdullah Parlıyan