İSRÂ SURESİ 36. Ayeti Suat Yıldırım Meali
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً ﴿٣٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lâ takfu
(kafâ) mâ leyse leke bi-hi ilmun inne es sem'a ve el basara ve el fuâde kullu ulâike kâne an-hu mes'ûlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
(kafâ) mâ leyse leke bi-hi ilmun inne es sem'a ve el basara ve el fuâde kullu ulâike kâne an-hu mes'ûlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ takfu
(kafâ) |
ve ardına düşme, karışma, açıklamaya çalışma
: (ardından yürüdü) |
mâ | şey |
leyse | değil, yok, olmaz |
leke | senin |
bi-hi | onu, onun |
ilmun | ilim, bilgi |
inne | muhakkak ki |
es sem'a | işitme |
ve el basara | ve görme |
ve el fuâde | ve idrak |
kullu | hepsi |
ulâike | işte onlar, onlar |
kâne | oldu |
an-hu | ondan |
mes'ûlen | mesul, sorumlu |
Ve (hakkında) ilmin olmayan bir şeyin ardına düşme (karışma) (açıklamaya çalışma)! Muhakkak ki işitme, görme ve idrak, onların hepsi, ondan (takfu’dan) mesul (sorumlu) oldu (mesuldürler).
İSRÂ SURESİ 36. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Bilmediğin şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalb gibi azaların hepsi de sorguya çekilecektir.
Suat Yıldırım