İSRÂ SURESİ 42. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
قُل لَّوْ كَانَ مَعَهُ آلِهَةٌ كَمَا يَقُولُونَ إِذًا لاَّبْتَغَوْاْ إِلَى ذِي الْعَرْشِ سَبِيلاً ﴿٤٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de, söyle |
lev | eğer |
kâne | oldu, olsa idi |
mea-hu | onunla beraber |
âlihetun | ilâhlar |
kemâ | gibi |
yekûlûne | söylüyorlar |
izen | bu durumda, öyle olursa, o zaman |
lebtegav (le ibtega) | elbette, mutlaka ibtiga ederlerdi, ararlardı |
ilâ zîl arşı (zî el arşı) | arşın sahibine |
sebîlen | sebîl, bir yol |
De ki: “Eğer onların söyledikleri gibi onunla beraber (başka) ilâhlar olsaydı, o zaman onlar da (başka ilâhlar da) mutlaka arşın sahibine (ulaşmak için) bir yol ibtiga ederlerdi (ararlardı).”
İSRÂ SURESİ 42. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
De ki, onların dedikleri gibi, Allah'la beraber başka gerçek ilahlar da olsaydı, o zaman bu ilahlar, topyekün egemenliği elinde tutan Allah'a karşı galip gelmeye uğraşırlardı. Bunu başaramayınca da O'na yakınlaşmak, itaat etmek için çareler ararlardı.
Abdullah Parlıyan