İSRÂ SURESİ 48. Ayeti Suat Yıldırım Meali
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.
انظُرْ كَيْفَ ضَرَبُواْ لَكَ الأَمْثَالَ فَضَلُّواْ فَلاَ يَسْتَطِيعْونَ سَبِيلاً ﴿٤٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
unzur
keyfe
darabû
leke
el emsâle
fe
dallû
fe lâ yestetîûne
sebîlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
unzur | bak |
keyfe | nasıl |
darabû | (misal) getirdiler, vurguladılar |
leke | sana, senin için |
el emsâle | örnekler, misaller, benzetmeler |
fe | böylece |
dallû | dalâlette kaldılar |
fe lâ yestetîûne | artık güç yetiremezler, güçleri yetmez |
sebîlen | bir yol |
Bak, senin için nasıl misaller getirdiler (sana büyülenmiş, mecnun, deli, şair dediler) ve böylece dalâlette kaldılar. Artık yola (Sıratı Mustakîm'e) ulaşmaya güçleri yetmez.
İSRÂ SURESİ 48. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Bak Resulüm, seni nelere kıyas ettiler (gâh şair, gâh büyücü, gâh kâhin, gâh mecnûn dediler) de nasıl dalâlete düştüler? Hem öyle sersemleştiler ki artık yol bulacak halleri kalmadı.
Suat Yıldırım