26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.


وَقَالُواْ أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا ﴿٤٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâlû e izâ kunnâ izâmen ve rufâten e innâ le meb'ûsûne halkan cedîden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâlû ve dediler
e ... mı?
izâ olduğu zaman
kunnâ biz olduk
izâmen kemik
ve rufâten ve kırıntı, ufalanmış toprak
e ... mı?
innâ gerçekten biz
le meb'ûsûne mutlaka beas edilenler (yeniden diriltilenler)
halkan yaratılış
cedîden yeni, yeniden

Ve “Biz, kemik ve kırıntı (ufalanmış toprak) olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz, mutlaka yeni bir yaratılışla mı beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” dediler.

İSRÂ SURESİ 49. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Bir de şöyle dediler: “-Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?”

Ali Fikri Yavuz