26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.


وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِم بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا ﴿٦٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

vestefziz (ve istefziz) men isteta'te min-hum bi savti-ke ve eclib aleyhim bi hayli-ke ve racili-ke ve şârik-hum fî el emvâli ve el evlâdi vaid-hum, ve mâ yaidu-hum eş şeytânu illâ gurûran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
vestefziz (ve istefziz) ve aldat, rahatsız et
men isteta'te kime güç yetirirsen, güç yetirdiğin kimseler
min-hum onlardan
bi savti-ke sesinle
ve eclib ve celbet, bağırarak sevket (yönlendir)
aleyhim onların üzerine
bi hayli-ke senin atlılarınla, atlılarınla
ve racili-ke ve senin yayaların, yayaların
ve şârik-hum ve onlara ortak ol
fî el emvâli mallarda
ve el evlâdi ve evlâtlarda, çocuklarda
vaid-hum, onlara vaadet
ve mâ yaidu-hum ve onlara vaadettiği şeyler
eş şeytânu şeytan
illâ ancak, ...'den başka, sadece
gurûran gurur, aldanma, aldatma

“Ve onlardan güç yetirdiklerini, sesinle aldat. Atlıların ve yayalarınla onları bağırarak yönlendir (cehenneme sevket). Evlâtlarında ve mallarında onlara ortak ol. Ve onlara (yalan şeyler) vaadet.” Şeytanın vaadettikleri gurur (aldatma)dan başka bir şey değildir.

İSRÂ SURESİ 64. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

«Ve onlardan kime gücün yeterse onu sesin ile oynat ve onların üzerlerine süvarilerinle, piyâdelerinle sayhada bulun ve onlara mallarda ve evlatlarda ortak ol, ve onlara vaadler yap, onları şeytanın vaadedeceği şey ise bir aldatıştan başka değildir.»

Ömer Nasuhi Bilmen