26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.


إِنْ أَحْسَنتُمْ أَحْسَنتُمْ لِأَنفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوؤُواْ وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُواْ الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوْاْ تَتْبِيرًا ﴿٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

in ahsentum ahsen-tum li enfusi-kum ve in ese'tum fe lehâ, fe izâ câe va'du el âhırati li yesûû vucûhe-kum ve li yedhulû el mescide kemâ dehalû-hu evvele merratin ve li yutebbirû mâ alev tetbîren
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
in ahsentum eğer ahsen olursanız, ahsen davranırsanız
ahsen-tum ahsen (en iyisi) oldunuz (olursunuz)
li enfusi-kum kendi nefsiniz için
ve in ese'tum ve eğer kötülük ederseniz, kötü davranırsanız
fe lehâ, artık onun(dur), ona (nefsinize) aittir
fe izâ câe böylece geldiği zaman
va'du vade, zaman
el âhırati diğeri, sonraki
li yesûû fena olması için, karartsınlar diye
vucûhe-kum sizin yüzleriniz
ve li yedhulû ve dahil olsunlar, girsinler
el mescide mescid
kemâ gibi
dehalû-hu ona girdiler
evvele evvel, ilk
merratin defa, kere
ve li yutebbirû ve helâk etmeleri için, helâk etsinler (yok etsinler)
mâ alev ele geçirdikleri, üstünlük sağladığınız şeyleri
tetbîren helâk ederek, mahvederek

Eğer ahsen davranırsanız, kendi nefsiniz için en iyisi olur. Eğer kötü davranırsanız, artık (o da) ona (nefsinize) aittir. Böylece sonrakinin (ikinci fesadınızın) vadesi geldiği zaman yüzünüzü karartsınlar ve mescide ilk defa girdikleri gibi girsinler. Ve üstünlük sağladığınız şeyleri mahvedip, helâk etsinler (yok etsinler).

İSRÂ SURESİ 7. Ayeti Ahmet Tekin Meali

'Eğer iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü’min olursanız, kendiniz, birbiriniz için iyilik etmiş olursunuz. Kötü icraatlar yapar, kötülük eder, işlerinizi kötü yaparsanız, yine kendinize kötülük etmiş olursunuz. Diğer cezalandırma zamanı geldiğinde, onurunuzu ayaklar altına alarak sizi insanların yüzüne bakamaz hale getirsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid’e, Süleyman Mabedi’ne girsinler ve istila ettikleri her yeri, ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat edeceğiz.'

Ahmet Tekin