26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “İsrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî İsrâil Sûresi”dir.


ذَلِكَ جَزَآؤُهُم بِأَنَّهُمْ كَفَرُواْ بِآيَاتِنَا وَقَالُواْ أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا ﴿٩٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

zâlike cezâu-hum bi enne-hum keferû bi âyâti-nâ ve kâlû e izâ kunnâ izâmen ve rufâten e innâ le meb'ûsûne halkan cedîden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
zâlike işte bu
cezâu-hum onların cezası
bi enne-hum onların olması dolayısıyla, sebebiyle
keferû inkâr ettiler
bi âyâti-nâ âyetlerimizi
ve kâlû ve dediler
e izâ kunnâ biz ... olduğumuz zaman mı?
izâmen kemik
ve rufâten ve toz haline gelmiş (toprak)
e innâ gerçekten biz mi
le meb'ûsûne mutlaka beas edileceğiz, diriltileceğiz
halkan yaratılış
cedîden yeni olarak

İşte bu, onların âyetlerimizi inkâr etmelerinden ve “Biz kemik ve toz haline gelmiş (toprak) olduğumuz zaman mı? Biz mi gerçekten yeni (bir) yaratılışla mutlaka beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır.

İSRÂ SURESİ 98. Ayeti Muhammed Esed Meali

Bu, onların mesajlarımızı inkar ederek ve "Demek, biz kemiğe, toza toprağa dönüştükten sonra gerçekten yepyeni bir yaratma eylemiyle diriltileceğiz, öyle mi?" diyerek hak ettikleri bir karşılık olacak.

Muhammed Esed