KALEM SURESİ 13. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır.
عُتُلٍّ بَعْدَ ذَلِكَ زَنِيمٍ ﴿١٣﴾
KALEM SURESİ 13. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
utullin | zorba, kabadayı, kötülük yapan |
ba'de zâlike | bundan sonra (bundan başka) |
zenîmin | soysuz, faiz yiyen, haram yiyen, günahkâr |
Kötülük yapan zorbalara, bundan başka haram yiyen günahkârlara (itaat etme).
KALEM SURESİ 13. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet İşleri
Ayrıca da çirkin ve kötü huylu soysuza.
Abdulbaki Gölpınarlı
Kaba ve kötülükle damgalı,
Adem Uğur
Tutucu cahile, üstelik inkârıyla damgalıya!
Ahmed Hulusi
Saygısız zorbalara, sonra da, soysuz, zina mahsulü, damgalı dalkavuklara boyun eğme.
Ahmet Tekin
Kaba ve bütün bunlardan sonra soyu belirsiz.
Ahmet Varol
Zorba, saygısız, sonra da kulağı kesik;
Ali Bulaç
Zorbayı, bütün bunlarla beraber soysuz olan yardıkçıyı...
Ali Fikri Yavuz
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak zorbaya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin.
Bekir Sadak
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme.
Celal Yıldırım
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.
Diyanet İşleri (eski)
(10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet Vakfi
İnsafsız ve sahtekar.
Edip Yüksel
zobu, sonra da dakma (zenîm)
Elmalılı Hamdi Yazır
zobu (kaba), sonra da takma (soysuzlukla damgalı),
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Kaba, sonra da soysuz, alçak.
Seyyid Kutub
Zorba, saygısız, sonra da kulağı kesik,
Gültekin Onan
(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!
Hasan Basri Çantay
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!
Hayrat Neşriyat
Kaba, haşin ve bunlardan başka da kulağı kesik olana,
İbni Kesir
(yahut) ihtiraslarına esir olmuş zalime ve bütün bunların ötesinde (hemcinslerine) hiçbir faydası dokunmayana.
Muhammed Esed
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»
Ömer Nasuhi Bilmen
Kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine.
Ömer Öngüt
Kaba, üstelik kötü ün sahibi...
Şaban Piriş
(10-16) Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda "Bu eski insanların masalları!" diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız.
Suat Yıldırım
Kaba, sonra da kötülükle damgalı,
Süleyman Ateş
Zorba, saygısız, sonra da kulağı kesik,
Tefhim-ul Kuran
Kaba ve katı kalpli olup üstelik bir de soysuz olana.
Ümit Şimşek
Kaba/obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı.
Yaşar Nuri Öztürk
kaba, şerefsiz ve soysuz olan kimseye,
Abdullah Parlıyan
Kaba ve haşin, bütün bunların ötesinde soysuza da uyma!
Bayraktar Bayraklı
Kaba, zorba sonra da soysuz ve alçaklara,
Cemal Külünkoğlu
Kabaya, sonra da soysuza.
Kadri Çelik
Kaba, hoyrat ve zalim, bütün bunlara ek olarak fenalıkla damgalı;
Ali Ünal
Kabaya, üstelik soysuza,
Harun Yıldırım
Kaba ve duygusuz, üstüne üstlük fırıldak ve hayırsız.
Mustafa İslamoğlu
Kaba, katı (kalpli), üstelik karaktersiz ve kötülükle damgalı olana;
Sadık Türkmen
Bundan sonra soysuzluk yapan zorbaya,
İlyas Yorulmaz
Kötülük yapan zorbalara, bundan başka haram yiyen günahkârlara (itaat etme).
İmam İskender Ali Mihr