KALEM SURESİ 14. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır.
أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ ﴿١٤﴾
KALEM SURESİ 14. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
en kâne | ... olması |
zâ | sahip olma |
mâlin | mal, mallar |
ve benîne | ve oğullar |
Mallara ve oğullara sahip olmaları (sebebiyle onlara itaat etme).
KALEM SURESİ 14. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet İşleri
Mal mülk ve evlât sâhibi bile olsa.
Abdulbaki Gölpınarlı
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (böyle yolunu şaşırmış)
Adem Uğur
Zengin ve oğulları var diye mi (ona uyacaksın)!
Ahmed Hulusi
'Demek güvendikleri malları, oğulları, güçleri, iktidarları varmış!'
Ahmet Tekin
Mal ve oğullar sahibidir diye.
Ahmet Varol
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye,
Ali Bulaç
Mal sahibidir ve oğulları vardır diye, (bunlara itaat etme).
Ali Fikri Yavuz
(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak zorbaya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin.
Bekir Sadak
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme.
Celal Yıldırım
(10-14) Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.
Diyanet İşleri (eski)
(10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet Vakfi
Mal ve çocuk sahibidir diye (onlara uyma).
Edip Yüksel
Mal sahibi olmuş ve oğulları var diye
Elmalılı Hamdi Yazır
mal ve oğulları var diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Mal ve oğulları var diye (böyle davranır).
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (yolunu şaşırmış)
Seyyid Kutub
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye,
Gültekin Onan
(Öylesini tanıma) mal ve oğullar saahibi olmuş diye.
Hasan Basri Çantay
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!
Hayrat Neşriyat
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye.
İbni Kesir
Onun mal mülk ve çocuk sahibi olmasından mıdır
Muhammed Esed
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»
Ömer Nasuhi Bilmen
Çok mal ve oğulları var diye.
Ömer Öngüt
Mal ve oğul sahibi olması sebebiyle.
Şaban Piriş
(10-16) Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda "Bu eski insanların masalları!" diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız.
Suat Yıldırım
Mal ve oğullar sâhibi olmuş diye (yolunu şaşırmış).
Süleyman Ateş
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye,
Tefhim-ul Kuran
Malları, oğulları var diye onlara uyma.
Ümit Şimşek
Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?
Yaşar Nuri Öztürk
mal, mülk, evlat sahibiymiş diye,
Abdullah Parlıyan
(14-15) Mal ve çocuklarına güvenip, kendisine okunan âyetlerimize yönelik olarak, “Öncekilerin masalıdır” diyene de uyma!
Bayraktar Bayraklı
Mal ve oğullarla şımaranlara (sakın yakınlık gösterme!).
Cemal Külünkoğlu
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye.
Kadri Çelik
Malları ve çocukları var diye.
Ali Ünal
Mal ve çocukları var diye,
Harun Yıldırım
Bütün bunların nedeni, onun mal ve çocuklara sahip olması idi.
Mustafa İslamoğlu
Mal ve evlat sahibi olmuş diye.
Sadık Türkmen
Malı ve çok oğulları ver diye.
İlyas Yorulmaz
Mallara ve oğullara sahip olmaları (sebebiyle onlara itaat etme).
İmam İskender Ali Mihr