KALEM SURESİ 17. Ayeti Seyyid Kutub Meali
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır.
إِنَّا بَلَوْنَاهُمْ كَمَا بَلَوْنَا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ إِذْ أَقْسَمُوا لَيَصْرِمُنَّهَا مُصْبِحِينَ ﴿١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
innâ
belevnâ-hum
kemâ
belevnâ
ashâbe
el cenneti
iz
aksemû
le
yasrimu-enne-hâ
musbihîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innâ | muhakkak ki biz |
belevnâ-hum | onları belâya uğrattık |
kemâ | gibi |
belevnâ | belâya uğrattık |
ashâbe | sahipler |
el cenneti | bahçe, bostan |
iz | ... olduğu zaman, ... olmuştu |
aksemû | kasem ettiler, yeminleştiler |
le | mutlaka |
yasrimu-enne-hâ | onu mutlaka devşirecekler, mahsulü toplayacaklar |
musbihîne | sabah vakti, sabah erken |
Muhakkak ki Biz, onları belâya uğrattık. Bostan mahsulünü mutlaka, sabah erkenden (fakirlere göstermeden) devşirmek için yeminleşen bostan sahiplerini belâya uğrattığımız gibi.
KALEM SURESİ 17. Ayeti Seyyid Kutub Meali
Biz, vakti ile «bahçe sahiplerini» sınadığımız gibi, onları da sınadık. Hani onlar (bahçe sahipleri) sabah olurken kimse görmeden onun mahsullerini toplayacaklarına yemin etmişlerdi.
Seyyid Kutub