KALEM SURESİ 23. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır.
فَانطَلَقُوا وَهُمْ يَتَخَافَتُونَ ﴿٢٣﴾
KALEM SURESİ 23. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | bundan sonra |
intalekû | ayrıldılar |
ve | ve |
hum | onlar |
yetehâfetûne | gizli gizli, gizlice konuşuyorlar |
Bundan sonra aralarında gizlice konuşarak (evden) ayrıldılar.
KALEM SURESİ 23. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(23-24) Bunun üzerine, “Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın” diye fısıldaşarak yola koyuldular.
Diyanet İşleri
Derken yola düştüler ve birbirlerine de gizlice diyorlardı ki.
Abdulbaki Gölpınarlı
Derken yürüyorlardı; fısıldaşıyorlardı.
Adem Uğur
Aralarında fısıldanarak yola koyulup gittiler.
Ahmed Hulusi
Aralarında fısıldaşarak fırladılar.
Ahmet Tekin
Derken aralarında fısıldaşarak yola çıktılar.
Ahmet Varol
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Ali Bulaç
Hemen fırladılar; aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:
Ali Fikri Yavuz
(23-24) «ugun orada, hicbir duskun kimse yanimiza sokulmasin» diye gizli gizli konusarak yuruyorlardi.
Bekir Sadak
(23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.»
Celal Yıldırım
(23-24) 'Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın' diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.
Diyanet İşleri (eski)
(23-24) Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! diye fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.
Diyanet Vakfi
Derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.
Edip Yüksel
Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı:
Elmalılı Hamdi Yazır
Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı):
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Derken yürüdüler ve şöyle fısıldaşıyorlardı:
Seyyid Kutub
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Gültekin Onan
Derken onlar aralarında fısıldaşarak gitdiler:
Hasan Basri Çantay
(23-24) 'Sakın, bugün orada bir fakir yanınıza sokulmasın!' diye kendi aralarında gizli gizli konuşarak hemen gittiler.
Hayrat Neşriyat
Ve gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.
İbni Kesir
Derken yola koyuldular, giderken fısıldaşıyorlardı:
Muhammed Esed
(22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Derken fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular:
Ömer Öngüt
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Şaban Piriş
(23-24) Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: "Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkân vermeyin!"
Suat Yıldırım
Derken yürüdüler; fısıldaşıyorlardı:
Süleyman Ateş
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Tefhim-ul Kuran
Giderken fısıldaşıyorlardı:
Ümit Şimşek
Yola koyuldular. Aralarında fısıldaşıyorlardı:
Yaşar Nuri Öztürk
Derken yola düştüler, birbirlerine gizlice diyorlardı ki:
Abdullah Parlıyan
(23-24) Yola çıktılar, birbirlerine gizlice şöyle diyorlardı: “Bugün tarlada, yanınıza hiçbir yoksulun girmesine müsaade etmeyiniz!”
Bayraktar Bayraklı
(23-24) Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler: “Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın!”
Cemal Külünkoğlu
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler.
Kadri Çelik
Hemen yola koyuldular, bir yandan da aralarında fısıldaşıyorlardı:
Ali Ünal
Derken, fısıldaşarak gittiler.
Harun Yıldırım
Derken yola koyuldular... Aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:
Mustafa İslamoğlu
Derken, aralarında şöyle fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Sadık Türkmen
Sessizlik içinde tarlalarına gittiler.
İlyas Yorulmaz
Bundan sonra aralarında gizlice konuşarak (evden) ayrıldılar.
İmam İskender Ali Mihr