Ay Suresi, adını ilk ayetinde yer alan kamer kelimesinden almıştır.


خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُّنتَشِرٌ ﴿٧﴾


KAMER SURESİ 7. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

huşşean ebsâru-hum yahrucûne min el ecdâsi keenne-hum cerâdun munteşirun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
huşşean korkarak, dehşete düşerek
ebsâru-hum onların gözleri
yahrucûne çıkarlar
min el ecdâsi kabirlerden
keenne-hum sanki onlar ... gibi
cerâdun çekirgeler
munteşirun dağılan, etrafa yayılan

Kabirlerden, gözleri dehşete düşmüş olarak çıkarlar. Sanki onlar, etrafa yayılan çekirgeler gibidir.

KAMER SURESİ 7. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.

Diyanet İşleri

Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.

Adem Uğur

Gözleri dehşetten önlerine eğik hâlde, sanki yayılan çekirge sürüsü misali, cedeslerinden (kozalarından) çıkıyorlar.

Ahmed Hulusi

Kâfirler, bakışları, korku ve saygıdan perişan bir halde, savrulan çekirge sürüleri gibi kabirlerden çıkarlar.

Ahmet Tekin

Gözleri düşkün (zillet içinde), sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Ahmet Varol

Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Ali Bulaç

(Korkudan) gözleri baygın olarak kabirlerden çıkacaklar; etrafa yayılan çekirgeler gibi...

Ali Fikri Yavuz

(7-8) Gozleri dalgin dalgin, cekirgeler gibi yayilmis, o cagirana kosarak kabirlerden cikarlar. Inkarcilar: «Bu, zorlu bir gundur» derler.

Bekir Sadak

Onlar da gözleri korkudan önlerine eğik bir halde kabirlerinden çıkarlar; tıpkı etrafa yayılan çekirge misâli.

Celal Yıldırım

(7-8) Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: 'Bu, zorlu bir gündür' derler.

Diyanet İşleri (eski)

(7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.

Diyanet Vakfi

Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi...

Edip Yüksel

Gözleri düşgün düşgün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler gibi

Elmalılı Hamdi Yazır

Gözleri düşkün düşkün sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Mezarlarından donuk ve ürkek bakışlarla çıkarak çekirge sürüsü gibi etrafa yayılırlar.

Seyyid Kutub

Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Gültekin Onan

gözleri zelîl ve hakıyr (dönüş) olarak, (hepsi de) çıvgın (ve yaygın) çekirgeler gibi, kabirler (in) den çıkacaklar,

Hasan Basri Çantay

(7-8) (O gün) gözleri (korku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl’e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: 'Bu, pek zor bir gündür!'

Hayrat Neşriyat

Gözleri hor ve hakir olarak, yaygın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

İbni Kesir

onlar kederli gözlerle, (rüzgarın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi mezarlarından kalkacaklar,

Muhammed Esed

Gözlerî zeliller olarak kabirlerinden çıkacaklardır. Sanki onlar dağılmış çekirgelerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Gözleri dalgın dalgın (zillet ve dehşet içinde), tıpkı etrafa yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Ömer Öngüt

(7-8) Gözleri yere yıkık çekirgeler gibi yayılmış o çağırana koşarak kabirlerinden çıkarlar. Kafirler: -Bu, zor bir gün! derler.

Şaban Piriş

Gözleri korkudan önlerine eğildikçe eğilmiş, dehşet içinde mezarlarından çıkar, yayılmış çekirgeler gibi her tarafı dalga dalga kaplarlar.

Suat Yıldırım

Gözleri düşkün düşkün (zillet ve dehşet içinde) kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler.

Süleyman Ateş

Gözler 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'etrafa serpilen' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Tefhim-ul Kuran

Ürkek bakışlarla, yayılmış çekirgeler gibi mezarlarından çıkarlar.

Ümit Şimşek

Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!

Yaşar Nuri Öztürk

O gün onlar gözleri dönüp, kararmış bir halde öteye beriye dağılmış çekirgeler gibi, kabirlerinden çıkarlar.

Abdullah Parlıyan

Gözleri korkudan perişan bir vaziyette, etrafa saçılmış çekirgeler gibi bulundukları yerden çıkarlar.

Bayraktar Bayraklı

Onlar, (rüzgârın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi ürkek bakışlarla mezarlarından çıkarlar.

Cemal Külünkoğlu

Başlar öne eğik, sanki etrafa serpiştirilen çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Kadri Çelik

Gözleri korku içinde ve önde, çekirgelerin birden etrafı kaplaması gibi dehşet içinde mezarlarından çıkacaklar;

Ali Ünal

Gözleri zillet ve dehşetten düşmüş olarak, sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

Harun Yıldırım

onlar yılgın ve bitkin gözlerle, savrulmuş çekirge sürüleri gibi mevzilerinden çıkacaklar;

Mustafa İslamoğlu

Gözleri baygın baygın kabirlerden çıkarlar. Sanki onlar yayılan çekirgelerdir!

Sadık Türkmen

(Kıyamet günü) Gözleri korku içinde mezarlardan çıktıklarında, sanki yeryüzüne dağılmış çekirge sürüleri gibidirler.

İlyas Yorulmaz

Kabirlerden, gözleri dehşete düşmüş olarak çıkarlar. Sanki onlar, etrafa yayılan çekirgeler gibidir.

İmam İskender Ali Mihr