KASAS SURESİ 23. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas, kıssalar anlamında olup Kur’an’da geçen kıssa ve olaylar için kullanılır.
وَلَمَّا وَرَدَ مَاء مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ أُمَّةً مِّنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِن دُونِهِمُ امْرَأتَيْنِ تَذُودَانِ قَالَ مَا خَطْبُكُمَا قَالَتَا لَا نَسْقِي حَتَّى يُصْدِرَ الرِّعَاء وَأَبُونَا شَيْخٌ كَبِيرٌ ﴿٢٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lemmâ | ve olduğu zaman |
verede | vardı, ulaştı |
mâe | su |
medyene | Medyen |
vecede | buldu |
aleyhi | onun üzerinde, onda (orada) |
ummeten | bir ümmet, topluluk |
min en nâsi | insanlardan |
yeskûne | suluyor, su alıyor |
ve vecede | ve buldu |
min dûni-him | onlardan başka |
imraeteyni | iki kadın |
tezûdâni | (ikisi) engelliyor |
kâle | dedi |
mâ | nedir |
hatbu-kumâ | sizin (ikinizin) durumu, haliniz |
kâletâ | ikisi söyledi, dedi |
lâ neskî | biz sulamayız, sulayamayız |
hattâ | oluncaya kadar |
yusdira | döner, çekilir |
er riâu | çobanlar |
ve ebû-nâ | ve bizim babamız |
şeyhun | ihtiyardır |
kebîrun | büyük (çok) |
Ve Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu ve onlardan başka, (hayvanlarını suya gitmekten) engelleyen iki kadın buldu. Onlara: "Sizin haliniz (derdiniz) nedir?" dedi. (O iki kadın): "Çobanlar (sürüleriyle) çekilmedikçe biz (hayvanlarımızı) sulayamayız. Ve bizim babamız çok ihtiyar." dediler.
KASAS SURESİ 23. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medyen suyuna varınca onun başında birçok insanların, (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Onların gerisinde de, (diğerlerinin hayvanlarına karışmasın diye hayvanlarını) sudan meneden iki kız buldu. (Mûsâ, onlara): "İşiniz nedir, (niçin hayvanları suya bırakmıyorsunuz)?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız. Babamız da büyük bir ihtiyardır (O gelemez)."
Süleyman Ateş