Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas, kıssalar anlamında olup Kur’an’da geçen kıssa ve olaylar için kullanılır.


وَمَا كُنتَ بِجَانِبِ الطُّورِ إِذْ نَادَيْنَا وَلَكِن رَّحْمَةً مِّن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّا أَتَاهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ﴿٤٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kunte bi cânibi et tûri iz nâdey-nâ ve lâkin rahmeten min rabbi-ke li tunzire kavmen mâ etâ-hum min nezîrin min kablike lealle-hum yetezekkerûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ kunte ve sen olmadın, sen değildin
bi cânibi yanı, tarafı
et tûri Tur (dağı)
iz o zaman, ... olunca
nâdey-nâ seslendik, nida ettik
ve lâkin ve ancak, fakat
rahmeten bir rahmet
min ...'den
rabbi-ke senin Rabbin
li tunzire inzar etmen, uyarman için
kavmen bir kavim
mâ etâ-hum onlara gelmedi
min nezîrin (nezirlerden) bir nezir, uyarıcı
min kablike senden önceden
lealle-hum umulur ki onlar, umulur ki böylece onlar
yetezekkerûne tezekkür ederler

Ve Biz, (Hz. Musa’ya) nida ettiğimiz zaman, sen Tur Dağı’nın yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine bir nezir (uyarıcı, peygamber) gelmemiş olan bir kavmi inzar etmen (uyarman) içindir. Umulur ki böylece onlar tezekkür ederler.

KASAS SURESİ 46. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Hem Biz Mûsa’ya seslendiğimiz zaman sen dağın yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik.

Suat Yıldırım