Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا ﴿١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

iz evâ el fityetu ilâl kehfi (ilâ el kehfi) fe kâlû rabbe-nâ âti-nâ min ledun-ke rahmeten ve heyyi' lenâ min emri-nâ raşeden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
iz evâ sığındıkları zaman
el fityetu gençler
ilâl kehfi (ilâ el kehfi) mağaraya
fe kâlû o zaman dediler
rabbe-nâ Rabbimiz
âti-nâ bize ver
min ledun-ke senin katından
rahmeten bir rahmet
ve heyyi' ve bağışla, lütfet
lenâ bize
min emri-nâ emrimizden
raşeden irşad edecek

Gençler mağaraya sığındıkları zaman şöyle dediler: “Rabbimiz, bize Senin katından bir rahmet ver. Ve bize emrimizden (bizim içimizden, senin emirlerinden bize ait olan rahmet ve salâvâtı ulaştıracak kişiyi) mürşidi tayin et.”

KEHF SURESİ 10. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Hani o gençler dağdaki geniş mağaraya sığınıp orayı kendilerine barınak edindikleri zaman demişlerdi ki: “Ey Rabbimiz! Mağfiret ve rızık olarak bize özel rahmet hazinelerinden ver ve bizim bütün işlerimizi iyileştir, bize doğruyu bulma başarısı ver, bizi doğru yolu bulan ve hidayete eren kimselerden eyle!”

Harun Yıldırım