Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


الَّذِينَ كَانَتْ أَعْيُنُهُمْ فِي غِطَاء عَن ذِكْرِي وَكَانُوا لَا يَسْتَطِيعُونَ سَمْعًا ﴿١٠١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne kânet a'yunu-hum fî gıtâin an zikrî ve kânû lâ yestetîûne sem'an
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne onlar
kânet idi, oldu
a'yunu-hum onların gözleri
fî gıtâin perdeli
an zikrî benim zikrimden, beni zikretmekten
ve kânû ve oldular, ...'dırlar
lâ yestetîûne güçleri yetmez, muktedir olamazlar
sem'an işitmeye

Onlar, gözleri “Beni zikretmekten” perdeli olanlardır. Ve onlar, (Beni) işitmeye muktedir olamadılar.

KEHF SURESİ 101. Ayeti Ahmet Varol Meali

Onlar ki gözleri benim zikrime karşı perde içindeydi ve (Kur'an'ı) dinlemeye katlanamıyorlardı.

Ahmet Varol