KEHF SURESİ 101. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
الَّذِينَ كَانَتْ أَعْيُنُهُمْ فِي غِطَاء عَن ذِكْرِي وَكَانُوا لَا يَسْتَطِيعُونَ سَمْعًا ﴿١٠١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ellezîne
kânet
a'yunu-hum
fî gıtâin
an zikrî
ve kânû
lâ yestetîûne
sem'an
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ellezîne | onlar |
kânet | idi, oldu |
a'yunu-hum | onların gözleri |
fî gıtâin | perdeli |
an zikrî | benim zikrimden, beni zikretmekten |
ve kânû | ve oldular, ...'dırlar |
lâ yestetîûne | güçleri yetmez, muktedir olamazlar |
sem'an | işitmeye |
Onlar, gözleri “Beni zikretmekten” perdeli olanlardır. Ve onlar, (Beni) işitmeye muktedir olamadılar.
KEHF SURESİ 101. Ayeti Celal Yıldırım Meali
(100-101) Beni anmak (öğüdümü kabullenmek) hususunda gözle/i perdeli olup (Kur'ân'ı) dinlemeye tahammülleri olmayan kâfirlere o gün Cehennem'i gösterip karşı karşıya getiririz.
Celal Yıldırım