Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


وَتَرَى الشَّمْسَ إِذَا طَلَعَت تَّزَاوَرُ عَن كَهْفِهِمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَت تَّقْرِضُهُمْ ذَاتَ الشِّمَالِ وَهُمْ فِي فَجْوَةٍ مِّنْهُ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ مَن يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِي وَمَن يُضْلِلْ فَلَن تَجِدَ لَهُ وَلِيًّا مُّرْشِدًا ﴿١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve terâ eş şemse izâ taleat tezâveru an kehfi-him zâte el yemîni ve izâ garabet takrıdu-hum zâte eş şimâli ve hum fecvetin min-hu zâlike min âyâti allâhi men yehdi allâhu fe huve el muhtedi ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşiden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve terâ ve görürsün
eş şemse güneş
izâ taleat doğduğu zaman
tezâveru (ziyaret eder) uğrar, meyleder, gelir
an kehfi-him onların mağarasından (mağarasına)
zâte el yemîni sağ taraf
ve izâ garabet ve battığı zaman
takrıdu-hum onların kenarlarından, yanlarından geçer
zâte eş şimâli sol taraf
ve hum ve onlar
içinde
fecvetin geniş yer, mağaranın içindeki geniş saha
min-hu ondan
zâlike işte bu
min âyâti allâhi Allah'ın âyetlerinden, mucizelerinden
men kim, kimi
yehdi allâhu Allah hidayete erdirir, Allah'a ulaştırır
fe böylece, işte
huve o
el muhtedi hidayete eren kişi, hidayete ermiş kişi
ve men ve kim, kimi
yudlil dalâlette bırakır
fe len tecide artık bulamazsın
lehu onun için
veliyyen velî, dost, evliya
murşiden bir mürşid, irşad eden

Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.

KEHF SURESİ 17. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Rasûlüm, orada bulunsaydın, güneşle mağara arasındaki ilişkiyi görürdün. Güneş doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneliyor, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçiyordu. Böylece onlar güneş ışığından rahatsız olmaksızın, mağaranın geniş bir yerinde uyuyorlardı. İşte bu Allah’ın kudretini gösteren delillerdendir. Allah, kimlere hak yolu aydınlatıcı bilgiler lütfederse, onlar doğru yolu bulup tercih eder. Kimlerin de hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanırsa, artık onu doğru yola sevkedecek bir dost bulamazsın.

Ahmet Tekin