Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


وَكَذَلِكَ أَعْثَرْنَا عَلَيْهِمْ لِيَعْلَمُوا أَنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَأَنَّ السَّاعَةَ لَا رَيْبَ فِيهَا إِذْ يَتَنَازَعُونَ بَيْنَهُمْ أَمْرَهُمْ فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِم بُنْيَانًا رَّبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ قَالَ الَّذِينَ غَلَبُوا عَلَى أَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِم مَّسْجِدًا ﴿٢١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kezâlike a'sernâ aleyhim li ya'lemû enne va'dallâhi (va'de allâhi) hakkun ve enne es sâate lâ raybe fî-hâ iz yetenâzeûne beyne-hum emre-hum fe kâlûbnû (fe kâlû ubnû) aleyhim bunyânen rabbu-hum a'lemu bi-him kâlellezîne (kâle ellezîne) galebû alâ emri-him le nettehızenne aleyhim mesciden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kezâlike ve böylece, işte böyle
a'sernâ bildirdik
aleyhim onlara, onları
li ya'lemû bilmeleri için, bilsinler diye
enne muhakkak, ... olduğunu
va'dallâhi (va'de allâhi) Allah'ın vaadi
hakkun bir hak'tır
ve enne es sâate ve muhakkak o saat, o vakit
lâ raybe şüphe yok
fî-hâ onda, onun hakkında
iz olduğu zaman
yetenâzeûne çekişiyorlar, niza ediyorlar
beyne-hum onlar aralarında
emre-hum onların işleri, durumu
fe kâlûbnû (fe kâlû ubnû) öyleyse "inşa edin" dediler
aleyhim onların üzerine
bunyânen binalar
rabbu-hum onların Rabbi
a'lemu en iyi bilir
bi-him onları
kâlellezîne (kâle ellezîne) dediler o kimseler
galebû gâlip oldular, üstün oldular (sözü geçenler)
alâ emri-him onların işleri üzerine, onların işlerinde
le nettehızenne mutlaka edineceğiz, yapacağız
aleyhim onların üzerine
mesciden bir mescid

Ve böylece “Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve o saat (kıyâmet) hakkında şüphe olmadığını” bilsinler diye onları (şehir halkına) bildirdik. Aralarında onların durumu hakkında niza ediyorlar (çekişiyorlar)dı. “Onların üzerine binalar inşa edin.” dediler. Onların Rabbi, onları en iyi bilir. Onların işlerinde gâlip olanlar (sözü geçenler): “Onların üzerine mutlaka mescid yapacağız.” dedi.

KEHF SURESİ 21. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Fakat bizim takdirimiz başka idi. Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa, aynı şekilde öbür kullarımızı da Ashab-ı Kehfin durumundan haberdar ettik ki, Allah’ın haşir vâdinin gerçeğin ta kendisi olup hakkında hiçbir şüphe olmayacağını onlar da anlasınlar. Derken onları bulan halk, kendi aralarında onlar hakkında ne yapacaklarını tartışmaya girişti. Bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin, biz gerçek durumlarını anlayamadık, onların Rabbi hallerini pek iyi bilir" derken, görüşleri ağır basan müminler ise: "Mutlaka onların yanı başlarına bir mescid yapacağız." dediler.

Suat Yıldırım