KEHF SURESİ 21. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
وَكَذَلِكَ أَعْثَرْنَا عَلَيْهِمْ لِيَعْلَمُوا أَنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَأَنَّ السَّاعَةَ لَا رَيْبَ فِيهَا إِذْ يَتَنَازَعُونَ بَيْنَهُمْ أَمْرَهُمْ فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِم بُنْيَانًا رَّبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ قَالَ الَّذِينَ غَلَبُوا عَلَى أَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِم مَّسْجِدًا ﴿٢١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kezâlike | ve böylece, işte böyle |
a'sernâ | bildirdik |
aleyhim | onlara, onları |
li ya'lemû | bilmeleri için, bilsinler diye |
enne | muhakkak, ... olduğunu |
va'dallâhi (va'de allâhi) | Allah'ın vaadi |
hakkun | bir hak'tır |
ve enne es sâate | ve muhakkak o saat, o vakit |
lâ raybe | şüphe yok |
fî-hâ | onda, onun hakkında |
iz | olduğu zaman |
yetenâzeûne | çekişiyorlar, niza ediyorlar |
beyne-hum | onlar aralarında |
emre-hum | onların işleri, durumu |
fe kâlûbnû (fe kâlû ubnû) | öyleyse "inşa edin" dediler |
aleyhim | onların üzerine |
bunyânen | binalar |
rabbu-hum | onların Rabbi |
a'lemu | en iyi bilir |
bi-him | onları |
kâlellezîne (kâle ellezîne) | dediler o kimseler |
galebû | gâlip oldular, üstün oldular (sözü geçenler) |
alâ emri-him | onların işleri üzerine, onların işlerinde |
le nettehızenne | mutlaka edineceğiz, yapacağız |
aleyhim | onların üzerine |
mesciden | bir mescid |
Ve böylece “Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve o saat (kıyâmet) hakkında şüphe olmadığını” bilsinler diye onları (şehir halkına) bildirdik. Aralarında onların durumu hakkında niza ediyorlar (çekişiyorlar)dı. “Onların üzerine binalar inşa edin.” dediler. Onların Rabbi, onları en iyi bilir. Onların işlerinde gâlip olanlar (sözü geçenler): “Onların üzerine mutlaka mescid yapacağız.” dedi.
KEHF SURESİ 21. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Fakat bizim takdirimiz başka idi. Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa, aynı şekilde öbür kullarımızı da Ashab-ı Kehfin durumundan haberdar ettik ki, Allah’ın haşir vâdinin gerçeğin ta kendisi olup hakkında hiçbir şüphe olmayacağını onlar da anlasınlar. Derken onları bulan halk, kendi aralarında onlar hakkında ne yapacaklarını tartışmaya girişti. Bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin, biz gerçek durumlarını anlayamadık, onların Rabbi hallerini pek iyi bilir" derken, görüşleri ağır basan müminler ise: "Mutlaka onların yanı başlarına bir mescid yapacağız." dediler.
Suat Yıldırım