KEHF SURESİ 22. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
سَيَقُولُونَ ثَلَاثَةٌ رَّابِعُهُمْ كَلْبُهُمْ وَيَقُولُونَ خَمْسَةٌ سَادِسُهُمْ كَلْبُهُمْ رَجْمًا بِالْغَيْبِ وَيَقُولُونَ سَبْعَةٌ وَثَامِنُهُمْ كَلْبُهُمْ قُل رَّبِّي أَعْلَمُ بِعِدَّتِهِم مَّا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا قَلِيلٌ فَلَا تُمَارِ فِيهِمْ إِلَّا مِرَاء ظَاهِرًا وَلَا تَسْتَفْتِ فِيهِم مِّنْهُمْ أَحَدًا ﴿٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(fetva) fî-him min-hum ehâden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
se yekûlûne | diyecekler |
selâsetun | üç |
râbiu-hum | onların dördüncüsü |
kelbu-hum | onların köpeği |
ve yekûlûne | ve diyecekler |
hamsetun | beş |
sâdisu-hum | onların altıncısı |
kelbu-hum | onların köpeği |
racmen | taşlayarak (bilmeden tahminde bulunarak) |
bi el gaybi | gaybı, bilinmeyeni |
ve yekûlûne | ve diyecekler |
seb'atun | yedi |
ve sâminu-hum | ve onların sekizincisi |
kelbu-hum | onların köpeği |
kul | de ki |
rabbî | Rabbim |
a'lemu | en iyi bilir |
bi ıddeti-him | onların adedini, sayısını |
mâ ya'lemu-hum | onlar bilmezler |
illâ | ancak, ...'den başka, sadece |
kalîlun | pek az |
fe lâ tumâri | artık tartışma, mücâdele etme |
fî-him | onlar hakkında |
illâ | ancak, ...'den başka, sadece |
mirâen | bir tartışma, açık olan (bilinen) tartışma, bir mücadele, munakaşa |
zâhiran | açık, görünen, zahir olan, bilinen |
ve lâ testefti
(fetva) |
ve soru sorma, açıklama isteme
: (açıklama, hüküm verme, fetva verme) |
fî-him | onlar hakkında |
min-hum | onlardan |
ehâden | birine |
Ve gaybı taşlayarak (bilmeden tahminde bulunarak) diyecekler ki: “(Onların sayısı) üçtür, dördüncü onların köpeğidir.” “Beştir, altıncı onların köpeğidir.” diyecekler. Ve “Yedidir, sekizinci onların köpeğidir.” diyecekler. De ki: “Onların adedini en iyi Allah bilir. Pek azı hariç, onlar bilmezler.” Onlar hakkında, zahir olandan (bilinenden) başka tartışma (mücâdele etme)! Onlar hakkında, onlardan birisine soru sorma (açıklama isteme)!
KEHF SURESİ 22. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Görülmeyene taş atar gibi: "Onlar üçtür, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler; "Beştir, altıncıları köpekleridir" diyecekler. "(Hayır,) Yedidir, sekizincileri köpekleridir.' diyecekler. De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onları bilen azdır." Onun için onlar hakkında, sathi tartışma dışında, derin münakaşaya girme ve onlar hakkında bunlardan hiçbirine bir şey sorma.
Süleyman Ateş