KEHF SURESİ 29. Ayeti Ahmet Varol Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
وَقُلِ الْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَن شَاء فَلْيُؤْمِن وَمَن شَاء فَلْيَكْفُرْ إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا وَإِن يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاء كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ بِئْسَ الشَّرَابُ وَسَاءتْ مُرْتَفَقًا ﴿٢٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kulil hakku (ve kul el hakku) | ve de ki hak |
min rabbi-kum | Rabbinizdendir |
fe men şâe | bundan sonra dileyen kimse |
fe li yu'min | artık inansın |
ve men şâe | ve dileyen kimse |
fe li yekfur | artık inkâr etsin |
innâ | muhakkak ki biz |
a'tednâ | hazırladık |
li ez zâlimîne | zalimler için, zalimlere |
nâren | bir ateş |
ehâta | ihata etti, sardı, kapladı |
bi-him | onları |
surâdiku-hâ | onun (çadırı), onun üstten ve yanlardan saran kenarları |
ve in | ve eğer |
yestegîsû | yağmur isterler |
yugâsû | yağmur yağdırılır |
bi mâin | su ile, sıvı ile, mai ile |
ke | gibi |
el muhli | erimiş maden (demir, bakır vs.) |
yeşvî el vucûhe | yüzü kavurur |
bi'se eş şerâbu | ne kötü içecek |
ve sâet | ve ne kötü |
murtefekan | arkadaş, dost, destek, yardım |
De ki: “Hak Rabbinizdendir.” Bundan sonra artık dileyen inansın ve dileyen inkâr etsin. Muhakkak ki Biz, zalimler için kenarları, onları (kâfirleri) ihata eden (saran, kaplayan) bir ateş hazırladık. Ve eğer onlar yağmur isterlerse (ateşe karşı), erimiş maden gibi koyu ve kaynar, yüzleri kavuran bir su yağdırılır. Ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dost (yardımcı).
KEHF SURESİ 29. Ayeti Ahmet Varol Meali
De ki: 'Hak Rabbinizdendir. Artık isteyen inansın, isteyen inkar etsin.' Şüphesiz biz zalimlere duvarları kendilerini çepeçevre kuşatacak bir ateş hazırladık. Yardım istediklerinde kendilerine erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su ile kendilerine yardımda bulunulur. O ne kötü bir içecektir! Orası ne kötü bir duraktır.
Ahmet Varol