KEHF SURESİ 31. Ayeti Sadık Türkmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
أُوْلَئِكَ لَهُمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ يُحَلَّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِن ذَهَبٍ وَيَلْبَسُونَ ثِيَابًا خُضْرًا مِّن سُندُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ مُّتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ نِعْمَ الثَّوَابُ وَحَسُنَتْ مُرْتَفَقًا ﴿٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ulâike | işte onlar |
lehum | onlara, onlar için vardır |
cennâtu adnin | adn cennetleri |
tecrî | akar |
min tahti-him | onların altından |
el enharu | nehirler |
yuhallevne | süslenirler |
fî-hâ | orada |
min esâvire (el esveretu) | bileziklerden, bileziklerle (bilezik) |
min | ..'den/...'dan |
zehebin | altın |
ve yelbesûne | ve giyerler |
siyâben | elbise |
hudran | yeşil |
min sundusin | ince ve halis ipekten |
ve istebrakın | ve kalın ipek (diba), atlas |
muttekiîne | yaslanırlar |
fî-hâ | orada |
alâl erâiki (alâ el erâiki) | tahtlar üzerinde, üzerine |
ni'me es sevâbu | ne güzel sevap (kazanılan pozitif dereceler) |
ve hasunet | ve güzel oldu, ne güzel |
murtefekan | arkadaş, dost, yardımcı, destek |
İşte onlara (onlar için) adn cennetleri vardır. Onların altından nehirler akar. Orada altın (dan) bileziklerle süslenirler. İnce ipek ve atlastan yeşil elbiseler giyerler. Orada tahtlar üzerine yaslanırlar. Ne güzel bir sevap ve ne güzel bir destek.
KEHF SURESİ 31. Ayeti Sadık Türkmen Meali
Onlar öyle kimselerdir ki; kendileri için altlarından ırmaklar akan Adn Cennetleri vardır. Orada altından bileziklerle süslenip bezenirler. İnce has ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil giysiler giyerler. Koltuklar üzerine yaslanırlar. Ne güzel bir ödül! Ne güzel bir dayanak!
Sadık Türkmen