Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَنَا أَكْثَرُ مِنكَ مَالًا وَأَعَزُّ نَفَرًا ﴿٣٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâne lehu semerun fe kâle li sâhıbi-hi ve huve yuhâviru-hû ene ekseru min-ke mâlen ve eazzu neferen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâne ve oldu, ... idi
lehu onun, onun vardır
semerun ürün, servet
fe böylece, artık, bu sebeple
kâle dedi
li ...'e/...'a
sâhıbi-hi onun arkadaşı
ve huve ve o
yuhâviru-hû onunla konuşuyor
ene ben
ekseru daha çok
min-ke senden
mâlen mal bakımından
ve eazzu ve daha azîz, daha üstün
neferen fertler bakımından

Ve onun serveti (de) vardı. Bu sebeple arkadaşı ile konuşurken ona: “Benim senden daha çok malım var ve (ailemdeki) fertler bakımından senden daha üstünüm.” dedi.

KEHF SURESİ 34. Ayeti İbni Kesir Meali

Başkaca onun meyvesi de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken: Ben, malca senden daha zengin, nüfuzca da senden üstünüm, derdi.

İbni Kesir