Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


فَعَسَى رَبِّي أَن يُؤْتِيَنِ خَيْرًا مِّن جَنَّتِكَ وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَانًا مِّنَ السَّمَاء فَتُصْبِحَ صَعِيدًا زَلَقًا ﴿٤٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe asâ rabbî en yu'tiye-ni hayran min cenneti-ke ve yursile aleyhâ husbânen min es semâi fe tusbiha saîden zelekan
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe böylece, artık
asâ belki, umulur ki
rabbî benim Rabbim
en yu'tiye-ni bana vermesi
hayran daha hayırlısı
min cenneti-ke senin bahçenden
ve yursile ve gönderir
aleyhâ onun üzerinde
husbânen yıldırımlar, semadan inen felâketler
min es semâi semadan
fe böylece
tusbiha olur
saîden toprak
zelekan kaygan olan

Belki Rabbim, bana senin bahçenden daha hayırlısını verir. Ve onun (senin bahçenin) üzerine semadan (husbân) felâketler gönderir. Böylece kaygan bir toprak haline gelir.

KEHF SURESİ 40. Ayeti Ahmet Varol Meali

Umulur ki Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir, onun (seninkinin) üzerine de gökten yıldırımlar gönderir ve böylece kaygan bir toprak halini alır.

Ahmet Varol