Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِ فَأَصْبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيْهِ عَلَى مَا أَنفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُشْرِكْ بِرَبِّي أَحَدًا ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve uhîta bi semeri-hi fe asbeha yukallibu keffey-hi alâ mâ enfeka fî-hâ ve hiye hâviyetun alâ urûşi-hâ ve yekûlu yâ leyte-ni lem uşrik bi rabbî ehaden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve uhîta ve ihata edildi (kuşatılıp mahvedildi)
bi semeri-hi onun ürünleri
fe asbeha böylece oldu
yukallibu çevirir, ovuşturur
keffey-hi ellerini, avuçlarını
alâ üzerine, ...'e
mâ enfeka harcadığı, sarfettiği şeyler (emek, para)
fî-hâ orada
ve hiye ve o
hâviyetun alâ üzerine yıkılmış, çökmüş halde
urûşi-hâ onun çardakları
ve yekûlu ve diyor
yâ leyte-ni keşke ben
lem uşrik şirk koşmam, şirk koşmadım (koşmasaydım)
bi rabbî Rabbime
ehaden bir kimse, bir şey

Onun (o kimsenin) ürünleri ihata edildi (mahvedildi). Ve çardakları, (bahçenin) üzerine yıkılmış haldeydi. Orada sarfettiği (emek ve para) için ellerini (avuçlarını) ovuşturuyor ve “Keşke ben, Rabbime (hiç)bir şeyle şirk koşmasaydım.” diyor(du).

KEHF SURESİ 42. Ayeti Muhammed Esed Meali

Ve (gerçekten de böyle oldu:) ürünlerle dolup taşan bahçeleri çepeçevre tarümar edildi; ve o (bahçenin) tarümar olmuş çitleri, çardakları karşısında, boşa giden emeğine yanarak ellerini oğuştura oğuştura: "Ah, n'olurdu, Rabbimden başkasına tanrısal nitelikler yakıştırmamış olsaydım!" demekten başka söyleyecek bir şey bulamadı.

Muhammed Esed