Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


هُنَالِكَ الْوَلَايَةُ لِلَّهِ الْحَقِّ هُوَ خَيْرٌ ثَوَابًا وَخَيْرٌ عُقْبًا ﴿٤٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

hunâlike el velâyetu lillâhil hakkı (li allâhi el hakkı) huve hayrun sevâben ve hayrun ukben
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
hunâlike işte burada (orada)
el velâyetu velâyet, yardım, dostluk
lillâhil hakkı (li allâhi el hakkı) Allah'a ait bir hak
huve o
hayrun hayırlıdır
sevâben sevap olarak, sevap açısından
ve hayrun ve hayırlıdır
ukben akıbet (sonuç) olarak, sonuç açısından

İşte burada velâyet (yardım, dostluk) Allah’a ait bir haktır. O (Allah), sevap (mükâfat) açısından da akıbet (sonuç) açısından da hayırlıdır.

KEHF SURESİ 44. Ayeti Ali Ünal Meali

(Her zaman olduğu gibi) böyle felâket anlarında da yardım, (ancak kudreti, iradesi, ilmi ve izzetiyle gerçek tedbir ve hakimiyet sahibi olan) Allah’tandır. O’dur mükâfatın gerçekten hayırlı ve güzel olanını da, gerçekten hayırlı ve güzel âkıbeti de nasip eden.

Ali Ünal