Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


وَمَا مَنَعَ النَّاسَ أَن يُؤْمِنُوا إِذْ جَاءهُمُ الْهُدَى وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ إِلَّا أَن تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الْأَوَّلِينَ أَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلًا ﴿٥٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ menea en nâse en yu'minû iz câe-hum el hudâ ve yestagfirû rabbe-hum illâ en te'tiye-hum
(illâ en te'tiye-hum)
sunnetu el evvelîne ev ye'tiye-hum el azâbu kubulen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ menea ve men eden şey
en nâse insanlar
en yu'minû mü'min olmak
iz câe-hum onlara geldiği zaman
el hudâ hidayet
ve yestagfirû ve mağfiret dilerler
rabbe-hum onların Rab'leri
illâ ancak, ...'den başka, sadece
en te'tiye-hum
(illâ en te'tiye-hum)
onlara gelmesi
: (onlara gelmemesi)
sunnetu el evvelîne evvelkilerin sünneti
ev veya
ye'tiye-hum onlara gelir
el azâbu azap
kubulen karşı karşıya kalma

Ve insanları, onlara hidayet geldiği (hidayete davet edildikleri) zaman Rab’lerinin mağfiretini dilemekten ve mü’min olmaktan men eden (alıkoyan) şey, sadece evvelkilerin sünnetinin, onların başına gelmemesi veya azapla karşı karşıya kalmamalarıdır.

KEHF SURESİ 55. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Kendilerine Hüda (Kur'an) geldiği zaman nâsı imân etmelerinden ve Rablerine istiğfarda bulunmalarından men eden olmadı, ancak kendilerine evvelkilerin sünnetinin (haklarında mukadder olan helâkin) gelmesini veya kendilerini azabın ayânen gelmesini istemeleri olmuştur.

Ömer Nasuhi Bilmen