KEHF SURESİ 62. Ayeti Ali Bulaç Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
فَلَمَّا جَاوَزَا قَالَ لِفَتَاهُ آتِنَا غَدَاءنَا لَقَدْ لَقِينَا مِن سَفَرِنَا هَذَا نَصَبًا ﴿٦٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
lemmâ
câvezâ
kâle
li fetâ-hu
âti-nâ
gadâe-nâ
lekad
lekî-nâ
min seferi-nâ
hâzâ
nasaben
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | böylece, bundan sonra |
lemmâ | olduğu zaman |
câvezâ | ikisi mesafe katettiler (bir yerden bir yere geçtiler, gittiler) |
kâle | dedi |
li fetâ-hu | genç arkadaşına |
âti-nâ | bize getir |
gadâe-nâ | sabah kahvaltımız |
lekad | andolsun ki |
lekî-nâ | biz karşılaştık, maruz kaldık |
min seferi-nâ | seferimizden, yolculuğumuzdan (dolayı, sebebiyle) |
hâzâ | bu |
nasaben | yorgunluk, bitkinlik, meşakkat |
(Buluşma yerini) geçtikten sonra (Musa A.S) genç arkadaşına (şöyle) dedi: “Sabah kahvaltımızı getir. Andolsun ki bu yorgunluğa, yolculuğumuz sebebiyle maruz kaldık.”
KEHF SURESİ 62. Ayeti Ali Bulaç Meali
(Varmaları gereken yere gelip) geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk."
Ali Bulaç