Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


قَالَ أَرَأَيْتَ إِذْ أَوَيْنَا إِلَى الصَّخْرَةِ فَإِنِّي نَسِيتُ الْحُوتَ وَمَا أَنسَانِيهُ إِلَّا الشَّيْطَانُ أَنْ أَذْكُرَهُ وَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ عَجَبًا ﴿٦٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâle e raeyte iz eveynâ ilâs sahrati (ilâ es sahrati) fe in-nî nesîtu el hûte ve mâ ensâ-nî-hu illâş şeytânu (illâ eş şeytânu) en ezkure-hu vettehaze (ve ittehaze) sebîle-hu fî el bahri aceben
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâle dedi
e raeyte gördün mü?
iz eveynâ sığındığımız zaman, orada bulunduğumuz zaman
ilâs sahrati (ilâ es sahrati) kayaya
fe in-nî o zaman gerçekten ben
nesîtu unuttum
el hûte balığı
ve mâ ensâ-nî-hu ve onu bana unutturmadı
illâş şeytânu (illâ eş şeytânu) şeytandan başkası
en ezkure-hu onu hatırlamayı
vettehaze (ve ittehaze) ve edindi (tuttu)
sebîle-hu kendi yolunu
fî el bahri denizde, denizin içinde, denize doğru
aceben acayip, şaşılacak şekilde

(Genç şöyle) dedi: “Gördün mü kayaya sığındığımız zaman ben gerçekten balığı unuttum. Onu hatırlamamı, bana şeytandan başkası unutturmadı. Ve o (balık), acayip bir şekilde denizin içine doğru kendi yolunu tuttu.”

KEHF SURESİ 63. Ayeti Celal Yıldırım Meali

O da, «gördün mü, o kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuştum, onu hatırlamamı bana ancak şeytan unutturdu. Balık ise denizde şaşılacak şekilde yolunu tutup gitmiş,» dedi.

Celal Yıldırım