KEHF SURESİ 63. Ayeti Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
قَالَ أَرَأَيْتَ إِذْ أَوَيْنَا إِلَى الصَّخْرَةِ فَإِنِّي نَسِيتُ الْحُوتَ وَمَا أَنسَانِيهُ إِلَّا الشَّيْطَانُ أَنْ أَذْكُرَهُ وَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ عَجَبًا ﴿٦٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kâle
e raeyte
iz eveynâ
ilâs sahrati (ilâ es sahrati)
fe in-nî
nesîtu
el hûte
ve mâ ensâ-nî-hu
illâş şeytânu (illâ eş şeytânu)
en ezkure-hu
vettehaze (ve ittehaze)
sebîle-hu
fî el bahri
aceben
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle | dedi |
e raeyte | gördün mü? |
iz eveynâ | sığındığımız zaman, orada bulunduğumuz zaman |
ilâs sahrati (ilâ es sahrati) | kayaya |
fe in-nî | o zaman gerçekten ben |
nesîtu | unuttum |
el hûte | balığı |
ve mâ ensâ-nî-hu | ve onu bana unutturmadı |
illâş şeytânu (illâ eş şeytânu) | şeytandan başkası |
en ezkure-hu | onu hatırlamayı |
vettehaze (ve ittehaze) | ve edindi (tuttu) |
sebîle-hu | kendi yolunu |
fî el bahri | denizde, denizin içinde, denize doğru |
aceben | acayip, şaşılacak şekilde |
(Genç şöyle) dedi: “Gördün mü kayaya sığındığımız zaman ben gerçekten balığı unuttum. Onu hatırlamamı, bana şeytandan başkası unutturmadı. Ve o (balık), acayip bir şekilde denizin içine doğru kendi yolunu tuttu.”
KEHF SURESİ 63. Ayeti Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Gördünmü? dedi: kayaya sığındığımız vakıt doğrusu ben balığı unuttum, ve bana onu söylememi her halde Şeytan unutturdu, o âcayib bir sûrette denizdeki yolunu tutmuştu
Elmalılı Hamdi Yazır