Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


فَانطَلَقَا حَتَّى إِذَا أَتَيَا أَهْلَ قَرْيَةٍ اسْتَطْعَمَا أَهْلَهَا فَأَبَوْا أَن يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارًا يُرِيدُ أَنْ يَنقَضَّ فَأَقَامَهُ قَالَ لَوْ شِئْتَ لَاتَّخَذْتَ عَلَيْهِ أَجْرًا ﴿٧٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fentalekâ (fe intalekâ) hattâ izâ eteyâ ehle karyetin istat'amâ ehle hâ fe ebev en yudayyifû humâ fe vecedâ fî hâ cidâren yurîdu en yenkadda fe ekâme-hu kâle lev şi'te lettehazte (le ittehaze) aleyhi ecren
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fentalekâ (fe intalekâ) böylece ikisi yola çıktılar
hattâ izâ eteyâ ikisi geldikleri zaman
ehle şehir halkı
karyetin bir karye, bir kasaba, bir ülke
istat'amâ yemek istediler
ehle hâ şehir halkı
fe ebev fakat çekindiler
en yudayyifû humâ ikisini misafir etmek
fe fakat, böylece
vecedâ (ikisi) buldular
fî hâ orada
cidâren bir duvar
yurîdu istiyor
en yenkadda yıkılmak
fe ekâme-hu o zaman onu ikâme etti, düzeltti
kâle dedi
lev eğer
şi'te sen diledin
lettehazte (le ittehaze) elbette edinirdin, alırdın
aleyhi ona
ecren ecir, ücret, bedel

Böylece ikisi yola çıktılar. Bir kasabanın halkına geldikleri zaman onun (şehrin) halkından, yemek istediler. Fakat onları (ikisini), misafir etmekten (şehirdekiler) çekindiler. Orada yıkılmak üzere bir duvar buldular. (Hızır A.S), hemen onu düzeltti. (Musa A.S) dedi ki: “Eğer sen dileseydin, elbette onun (bu hizmetin) için bir ücret alırdın.”

KEHF SURESİ 77. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Bunun üzerine yine gittiler. Sonunda bir memleket halkına vardılar ki, ora halkından yemek istedikleri halde, kendilerini misafir etmekten çekinmişlerdi. Derken yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Hızır onu hemen doğrultuverdi. (Mûsa, ona) dedi ki: “-İsteseydin, bu işine karşı bir ücret (ekmek parası) alırdın.”

Ali Fikri Yavuz