LOKMÂN SURESİ 32. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 34 âyettir. Sûre, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan Hz. Lokmân’dan almıştır.
وَإِذَا غَشِيَهُم مَّوْجٌ كَالظُّلَلِ دَعَوُا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ فَلَمَّا نَجَّاهُمْ إِلَى الْبَرِّ فَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمَا يَجْحَدُ بِآيَاتِنَا إِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ ﴿٣٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve izâ
gaşiye-hum
mevcun
ke
ez zuleli
deavûllâhe (deavû allâhe)
muhlisine
lehu
ed dîne
fe
lemmâ
neccâ-hum
ilâl berri (ilâ el berri)
fe
min-hum
muktesidun
ve mâ yechadu
bi âyâti-nâ
illâ
kullu
hattârin
kefûrin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ | ve olduğu zaman |
gaşiye-hum | onları sardı |
mevcun | dalgalar |
ke | gibi, sanki |
ez zuleli | (karanlık) gölgeler |
deavûllâhe (deavû allâhe) | Allah'a dua ederler, Allah'a yalvarırlar |
muhlisine | muhlisler, halis kılanlar |
lehu | ona |
ed dîne | dîn |
fe | böylece, bundan sonra |
lemmâ | ... olduğu zaman |
neccâ-hum | onları kurtardık |
ilâl berri (ilâ el berri) | karaya |
fe | böylece, bundan sonra |
min-hum | onlardan, onların bir kısmı |
muktesidun | mutedil davrananlar (aşırı gitmeyenler) |
ve mâ yechadu | ve ısrarla, bilerek inkâr etmez |
bi âyâti-nâ | âyetlerimizi |
illâ | ancak, hariç, ...'den başka |
kullu | her, hepsi |
hattârin | çok gaddar |
kefûrin | çok nankör |
Ve karanlık gölgeler gibi dalgalar onları sardığı zaman, dîni O'na halis kılarak Allah’a yalvarırlar. Böylece onları karaya (çıkarıp) kurtardığımız zaman, bundan sonra onların bir kısmı mutedil davranırlar (aşırı gitmezler). Çok gaddar ve çok nankör olanlardan başkası ayetlerimizi ısrarla (bilerek) inkâr etmez.
LOKMÂN SURESİ 32. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Onları, gölgeler yapan, dağlar gibi dalgalar sardı mı dîni, yalnız ona âit bilerek ve özlerini yalnız ona bağlayarak Allah'ı çağırırlar; onları kurtarınca içlerinde aşırı gitmeyen, geri kalmayan ve vaadine vefâ eden kişiler bulunur ve zâten de ahdine hiç vefâ etmeyen nankör kişilerden başkası bile bile inkâr etmez delillerimizi.
Abdulbaki Gölpınarlı