Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


فَإِنْ عُثِرَ عَلَى أَنَّهُمَا اسْتَحَقَّا إِثْمًا فَآخَرَانِ يِقُومَانُ مَقَامَهُمَا مِنَ الَّذِينَ اسْتَحَقَّ عَلَيْهِمُ الأَوْلَيَانِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ لَشَهَادَتُنَا أَحَقُّ مِن شَهَادَتِهِمَا وَمَا اعْتَدَيْنَا إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ ﴿١٠٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe in usire alâ enne-humâ istehakkâ ismen fe âharâni yekûmâni makâme humâ min ellezîne istehakka aleyhim(u) el evleyâni fe yuksimâni bi Allâhi le şehâdetu-nâ ehakku min şehâdeti himâ ve mâ'tedeynâ innâ izen le min ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe in usire alâ eğer sonradan farkına varılırsa
enne-humâ iki kişinin ... olduğu
istehakkâ ismen bir günaha müstehak oldu
fe âharâni o takdirde diğer iki kişi
yekûmâni ikisi ... olur
makâme humâ o ikisinin yerine
min ellezîne o kimselerden, onlardan
istehakka aleyhim(u) onlara daha layık, onların üzerinde hak sahibi
el evleyâni daha yakın iki kişi
fe yuksimâni böylece, sonra iki kişi yemin ederler
bi Allâhi Allâh'a (cc.)
le şehâdetu-nâ bizim şahitliğimiz mutlaka
ehakku daha doğru
min şehâdeti himâ o iki kişinin şahitliğinden
ve mâ'tedeynâ ve biz haddi aşmadık
innâ biz mutlaka oluruz
izen o takdirde, aksi taktirde
le mutlaka
min ez zâlimîne zâlimlerden

Eğer o iki kişinin bir günaha müstehak olduğunun (sonradan) farkına varılırsa, o taktirde onlara daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçer sonra Allah’a şöyle yemin ederler; “Bizim şahidliğimiz onların şahidliğinden mutlaka daha doğrudur, haktır ve biz haddi aşmadık. Aksi takdirde, o zaman biz mutlaka zalimlerden oluruz.”

MÂİDE SURESİ 107. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali

Eğer o iki (şâhid) aleyhinde — (bu hususda) muhakkak bir vebale hak kazanmış (şâhidlikde hıyanet etmiş) olduklarına (dâir — bir) ıttıla haasıl edilirse o vakit, kendilerine hak terettüb eden (haksızlığa uğrayan mirasçılar) dan iki kişi ki onlar buna daha lâyık, (ölüye de) daha yakındırlar — öbürlerinin yerlerine geçerler. Binâen'aleyh «Vallahi bizim şâhidliğimiz (yeminimiz) o iki kişinin şâhidliğinden (yemininden) daha doğrudur. Biz (hakıykatı çiğneyib) aşmadık. Çünkü bu takdirde muhakkak ki zaalimlerden oluruz» diye Allaha yemîn ederler.

Hasan Basri Çantay